7. BÖLÜM: Kana Bulanan Gelinlik

333 77 36
                                    

Selamun aleyküm

Keyifli okumalar oy ve yorumları unutmayalım.

Bembeyaz bir elbisenin içindeydi babam, gülümseyerek bakıyordu bana. Babam seni çok özledim geldin mi yanıma, geldin mi kızına? Gözlerim dolarken ağlamamak için kendimi zor tuttum. Babam karşımda duruyordu, kendisinden aldığım kıvılcık saçları düzgün ve parlak görünüyordu. Yüzü nurlara bulanmış adeta etrafina ışık saçıyordu. Birden bire bana doğru adımlamaya başladı, ona doğru koşmak istesem de neden gidemiyordum, neden olmuyordu, yapamıyordum bunun nedenini anlayamıyordum.

"Baba gelemiyorum yanına, sen gel bana, hasretimi bitir yanına al beni babam."

Tek kelime dahi etmedi, adımlamaya devam ederken zaman garip bir hale bürünmüştü sanki. Saniyeler uzun bir zaman dilimi gibi geliyordu bana. Kalbim delice bir hisle atıyordu, kendimi ifade edemiyor olmak canımı yakıyordu. Tam karşımda durduğunda elinde beliren bembeyaz gelinliğe çevirdim bakışlarımı. Babam bana uzattı gelinliği, bembeyaz bir bulut gibi görünen gelinlik babamın ellerinden bana doğru uzatılıyordu. Gelinliği elime aldığımda birden bire babam kayboldu, etrafa korkuyla bakındım. Neredeydi babam ne olmuştu ona? Ağlama isteği ile dolu doluydum, kendime baktığımda gelinliğin üzerimde olduğunu fark ettim. Hangi ara giymiştim ki gelinliği sonra boşluğa diktim gözlerimi, karşıma çocukluğumdan bir kare geliverdi. Yahudi çocuklarla kavga ettiğimde aralarından birinin bana karşı kullandığı söz kulaklarımda çınlayıp durdu.

"Büyüdüğümde seni öldüreceğim!"

Nasıl bir kindi bu nasıl bir öfkeydi ki daha çocuk yaşta bu kelimelere maruz kalmıştım ben. Sonra kayboldu çocukluğum, üzerimdeki gelinliğe elim gittiğinde bir ıslaklık hissettim. Elime baktığımda kan görmüştüm, gelinliğe dönen bakışlarım dehşete düştü, canım yanmıyordu ama gelinliğim kanlar içindeydi. Yüküm ağırdı ya, dayanamadım, çömeldim yere, vücudum ağrıdan sızlıyordu. Dizlerim bir kibrit çöpü gibi kırıldı. Gözlerimden kanlı yaşlar akarken dehşetle bağırdım. Her yer kararıp giderken ben hâlâ bağırıyordum, çektiğim acı tarifsizdi

**********

Gözlerimi açtığımda karşımda tavanı buldum. Rüya mıydı gördüğüm, yoksa kâbus mu? Korkuyla ve şiddetle bağırma isteğiyle uyandığımda boğazımda biriken acı tat midemi alt üst etti. Annem odadaydı gözlerini bana dikmiş iyi olmadığım için endişe ediyordu. Onun soru sormasına bile fırsat vermeden yataktan bir hışımla çıkıp tuvalete koştum. Elimi ağzıma kapatmıştım lavaboya vardığım gibi içimdeki her şeyi boşalttım.

Şiddetli bir kusma tekrar esir almıştı vücudumu, canım yanıyordu ağlama isteği ile dolu doluydum. Gördüğüm rüyanın anlamı neydi bilmiyordum lâkin karışık bir rüya olduğu kesindi. Önce babam geldi, gülümsedi bana, tek kelime etmedi, sadece gelinlik verdi elime ve o gelinliği elime aldığım gibi babam kaybolup gitti. Gelinlik benim için dikilmiş gibi üzerime yakışmıştı sonra gelinlik kana bulandı kan her yeri sardı, korku kalbimi mühürledi babamı istedim lâkin gitmişti babam.

Kusmam devam ederken Abdüssamed gelip başımı tuttu annemin hıçkırığı sardı etrafı. Kardeşim başımdan tutup lavaboya götürdü beni, musluğu açıp altına itti beni. Midem tamamen boşalmıştı ama ağzımdaki acı tat hâlâ varlığını sürdürüyordu. Kıvırcık saçlarım ıslanıp dururken kardeşimin de ağladığını düşündüm, beni böyle gördüğü için üzülüyordu değil mi.

"Maryam hadi hasteneye gidelim iyi değilsin, iki gündür daha kötü olmaya başladın."

Kendime geldiğimde suyu kapatmasını işaret ettim. Kardeşim beni kucağına aldı kollarım boynunu sardı, yatağıma götürüp uzattı. "Korkma iyiyim biraz dinleneyim geçer."

FİLİSTİNLİ MÜCAHİDE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin