15. BÖLÜM: Tehdit

240 61 22
                                    

Es selamu aleyküm canlar.

Keyifli okumalar oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

Okuldaydım ve Akif hocanın bana verdiği ceza ya da ödül mü demeliyim bu şekilde geçmişti iki haftam. Hocam önündeki ders notlarını incelerken ben de fazla olan dosyaları dolaplara dizmeye başladım. Cezam ders dışı zamanlarda hocama yardım etmekti. Emin olmasam da bana hak verip büyük bir ceza vermediğini düşünüyordum. Dosyaları dizme işim bitince kalkmaya hazırlanan Akif hocama baktım. Kır saçları yılların kendisine verdiği bir tecrübe misaliydi, boşa ağarmamıştı o saçlar. Bilgili oluşu ve bizlere iyi davranmaya çalışmasını sevmiştim. En önemlisi de adaletliydi, kimseyi kayırmıyordu bana verdiği ceza az gibi görünse de bir daha olay çıkartmamaya çalışacaktım. Gözde benim cezamdan pek memnun olmasa da ona da beni tahrik ettiği için burslu öğrencilere bağış yapmak cezası verilmişti. Aslında bence güzel ve hayırlı bir cezaydı. Gözde sinirini belli etse de mecbur kalmış bağışı yapmıştı. Onu gördüğüm her yerde yolumu değiştiriyor karşılaşmak istemiyordum. Akif hoca eşyalarını topladıktan sonra bakışlarını bana çevirip dudaklarını araladı.

"Meryem kimseyle sorun yaşamıyorsun değil mi?"

Konunun Gözde olduğunu anladım. "Yok hocam kimseyle sorun yaşamıyorum sadece bazıları bana garip bakıyor fakat ben umursamıyorum."

Başını onay verir gibi salladı. "Gözde ile muhatap olma, o kız tehlikeli ve biz ne yazık ki bir şey yapamıyoruz. Eli kolu uzun sanırım, ben bile uyarıldım, o yüzden aranızdaki çekişme devam etmesin; yoksa ben yardımcı olamam sana. Biliyorsun kavga ettiğiniz o gün ben değil başka biri gelseydi sen daha büyük bir ceza alırdın. İkinize de hakkıyla verdim cezayı seni de yordum kızım ama bitti cezan."

Hafifçe tebessüm edip başımı salladım. "Ne derse desin karşılık vermeyeceğim merak etmeyin hocam. Ceza değil de ödül gibi oldu benim içi,n kafamı dağıtmama yardımcı oldu."

Kısa bir süre sohbet ettikten sonra Akif hoca odadan ayrıldı. Masayı da silip eşyalarımı toplamaya başladım. Çantamı sırtıma atıp okuldan çıktım. Çıkışa doğru giden Abdurrahman'ı görünce dudağımı acıtarak ısırdım. Bu genç adam neden devamlı karşıma çıkmaya çalışıyordu ki? Konuşmaya çalıştığının farkında olsam da sözün özü ondan kaçıyordum. Haramdı, ben evliydim o bunu bilmese de ben biliyordum ve ona umut verecek hiçbir şey yapmayacaktım. Bana söylemek istediği şeyi tahmin ediyordum, onunla konuşmaya ise ölesiye korkuyor sırf bu yüzden gördüğüm yerde kaçıyordum ondan. Sanırım en kısa zamanda evli olduğumu söylemeliydim. Telefonum ısrarlı şekilde çaldığında tanımadığım bir numara arıyordu açmalı mıydım bilemiyorum. Umursamadım yürümeye devam ettim lakin arayan kişi usanmadan dönüşümü bekliyor tekrar arıyordu. Cevap verdiğimde duyduğum sesle şok oldum.

"Ailene bir zarar gelmesini istemiyorsan çabuk okulun arka bahçesine doğru yürümeye başla ve arkana bakma. İsrail'deki kardeşin Yaser ölsün ister misin?"

Bu ses beni çocukluğumdan beri beni öldüreceğini söyleyen yahudi gencin sesiydi. Ne işi vardı burada? Vatanımdaki tehditleri bitmek bilmiyordu, burada da karşıma çıkmıştı. Gözlerim dolsa da parlaklarımla gözlerimi silip arka bahçeye doğru yol aldım. Başıma ne geleceğini bilmesem de ailemle tehdit ediliyordum, onlar için canımı bile verirdim ailem benim her şeyimdi. Yaser, kıymetlim kalp gözüyle gören biriciğim, onun tırnağına diken batsa canım yanardı. Ablaydım ben, onlara örnek olacak vatan sevdalısı ablasıydım Ala, Sami ve Yaser'in, kız kardeştim Abdullah, Yakup ve Abdüssamed'in ben güçlüydüm kimse beni korkutamazdı gözüm karaydı. Etrafıma hafifçe bakınarak yürümeye devam ederken karşıma çıkan düşmanım kolumdan tutup beni çekiştirdi. Karşı çıksam da gücüm yetmiyordu ki. Yahudi köpeği Uriel çocukluğumdan beri yeminlerle karşıma çıkan hepimizi öldüreceğini sağ kalanları köle yapacaklarını söyleyen iblis. Beni okulun köşesine sıkıştırdığında o kocaman elleriyle yüzümü sertçe avuçları arasına alıp sıktı. Çenem kırılacak diye düşünsem de gözlerimde öfke vardı. Adım seslerini duyduğumda yanımıza birilerinin geldiğini anladım. Bir eliyle yüzümü sıkarken diğer eli ellerimi sıkıca tutuyor adeta kemiklerimi kıracak şekilde sıkıyordu kollarımı. Bu nasıl bir kindi böyle aklım almıyordu almayacaktı. Yanımıza gelen kişilerle eli yüzümü bıraktığında ağzımı tükürüğümle doldurup onun suratına tükürdüm. Suratıma yediğim darbe ile yere kapaklanmam bir oldu. Ağzından İbranice çıkan ahlaksız kadın anlamındaki söz umurumda değildi. Başımı hafifçe kaldırdığımda karşımda izbandud gibi iri yarı üç adam ve yanlarında bana sırıtarak bakan Gözde vardı. Ağzımı açıp konuşmama bile firsat vermeden dik duruşuyla haklı gibi görünen ve benimle adeta alay eden Gözde küçümser bakışlarla dudaklarını araladı.

FİLİSTİNLİ MÜCAHİDE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin