11.07.21
🕯
yıldıza basarak oyunu vermeyi, satıra aralarına da düşüncelerini bol bol yorum atarak belirtmeyi unutma.
ben iflah olmaz bir Sezen Aksu bağımlısıyım, beni durdurun... Şaka durdurmayın, ben Sezen şarkılarını Sedna'nın ruhuna çok yakıştırıyorum.
keyifli okumalar (:
furkan halıcı- alışamadım
leyla the band- yokluğunda
sezen aksu- sorma
sezen aksu- sızı
Eylül, 2013
Geleceğini oluşturmak için adım atılan en güzel gün doğum günleri derler.
Yeni bir yaş, yeni bir zihin, yeni bir gün, yeni bir yıl ve yeni bir hayat... Yenilik; bulunduğun hayata bir şeyler katmak ya da bulunduğun hayattan bir şeyler eksiltmek. Her ne kadar benden eksilenler bana katılanlardan fazla olsa kendime olan iki gramlık özsaygımla bu kafede oturuyorum. Geleceğim yok ama varsa da belki de bugünden sonra olacak.
Bugün on sekizinci doğum günüm. Artık yetişkinim.
Resmi olarak yetişkinim.
Elis olarak yetişkinim.
Elzem kimliğim yirmi üç yaşında ama ben bugün on sekizim.
Doğum günlerimde pasta kesmek için değil de bileklerimi kesmek için elime bıçak alarak girdiğim o banyonun bulunduğu evi yakalı iki yıl oldu. Birkaç saat önce Emine'den öğrendiklerim zihnimi ciddi ağrıya sürüklüyor. Bu biraz komik çünkü iki yıl sonra onların isimleri ağzımdan ilk kez çıktı ve o gün de doğum günüm. Pekala bu komik değil. On altının en nefret ettiğim gününde kaçtığım evde uyuduğunu bildiğim aile o yangında ciddi hasara uğramışlar.
Linda Çağlayan su içmek için kalktığı mutfakta ocağa yakın olduğu için gazla birlikte yüzüne patlayan alev yüzünden çok övündüğü güzelliğini kaybetmiş.
İçim sızlamıyor.
Mustafa Çağlayan uyuduğu yatağında üzerine düşen avize yüzünden bir daha yürüyemeyeceği bacaklarına dayanamadığı için intihar etmiş.
İçim neden sızlamıyor?
Bunları öğreneli sadece birkaç saat oldu. Neden merak ettiğimi bile bilmiyorum, bana on altı yılı zehir eden Çağlayanlardan nefret ediyorum ama neden merak ediyorum bilmiyorum. Emine Hanım onlara karşı içimde sevgi olduğunu söylüyor fakat sanmıyorum. Nefretim çok keskin. Çok.
Önümdeki pasta diliminden gözlerimi çekerek kafeye baktım. Saat 00.12. Bugün ben doğdum. Bugün on sekizim. Bugün altmış sekiz de olabilirim. Çok yorgunum. Emine'nin verdiği görevden ayrılalı sadece birkaç saat oldu. Ölmek istiyorum. Bana fotoğrafını gösterdiği adamı bir restoranda öldürmemi söyledi fakat içerideki insanlardan bahsetmedi. Uzun bir süre kanı kendi bedenimde ağırlamayacaksam kan görmek istemiyorum.
Kaç adam indirmiştim? Yirmi? Otuz? Kırk?
Bir tanesinden yediğim yumruk darbesinin morluğu hala karnımda. Karnım ağrımıyor ama zihnimin ağrısı beni kıvrandırabilir. On iki dakikadır bir yetişkinim fakat neden elimde bir balon, etrafımda arkadaşlarım yok? Neden yalnız ve mutsuzum? Neden zihnim susmuyor? Sikeyim. Kimsem yok. Kendim bile kendimde yokum. Zihnim ağrıyor. Sikeyim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEDNA
Mystère / ThrillerGerçeklerin yalanları arasında ilerleyebilir misin? Asıl yalan sensen ilerlersin. Bir hayata binlerce kaçış sığdırdıktan sonra kocaman çukura düşersen bocalarsın. Ne olduğunu bilmediğim kaosun tam içine düştüğümde içimde bir mum, elimde bir ölüm va...