Gerçeklerin yalanları arasında ilerleyebilir misin?
Asıl yalan sensen ilerlersin.
Bir hayata binlerce kaçış sığdırdıktan sonra kocaman çukura düşersen bocalarsın.
Ne olduğunu bilmediğim kaosun tam içine düştüğümde içimde bir mum, elimde bir ölüm va...
yıldıza basarak oyunu vermeyi, satıra aralarına da düşüncelerini bol bol yorum atarak belirtmeyi unutma.
keyifli okumalar (:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
sena şener- parya için hep günöte
talha yıldırır- bu bir veda
fikri karayel- trenler
crmnl- a little bit dangerous
karapaks, şebnem ferah- iki yol
sezen aksu- gülümse
sezen aksu- kaybedenler
Bir doğruya emin adımlarla yürürken dahi diğer yanlışlara a'ver biçimde gittiğimi fark ediyordum. Tek gözüm her daim bir şeylere kör kalmayı seçiyordu. İki yol vardı önümüzde. Biri doğru, biri yanlış. Ve ben doğruyu yaptığıma eminken dahi kafamın içinden bir ses sürekli 'yanlış olan bu' diye fısıldıyordu.
'Yanlış bu, yanlış bu, dön buradan. Burası sonumuz olacak.'
Sonumun olduğunu biliyorum da o sonun nerede olduğunu seçemiyorum.
Çok büyük yanlışlar yaptım. Çok büyük. Hayatımda seçilmemesi gereken seçimler, yürünülmemesi gereken yollar ve en önemlisi değiştirilmesi gereken sonuçlar vardı. 'Bu yanlış,' desem dahi onu zaten değiştirmem gerektiğini, yolun ortasında fark ediyordum.
Zaten ben, doğarken yanlış yapmaya başlamış olmalıydım.
Arabanın içinde, sürücü koltuğunun hemen yanındaki yolcu koltuğunda oturmuş, ileriyi izlerken içimde yine yanlışlar bağıran ses vardı. Kafamın içinde bir tane ses yoktu zaten, bir sürülerdi fakat bir tanesi inatla yanlışı bağırıyordu. Boğazımda kuru bir yabancılık hissi doğuruyor, o yabancılık hissine yalanın bıçağını dayıyordu.
Öl. Yabancı değiliz, yalancıyız.
Bir kere, hatırlıyorum; Linda ben oturma odasındaki masada ödev yaparken karşıma oturup, beni dikkatli gözlerle izliyordu. Minik ellerim acele acele bir okuma kitabının özetini geçiriyordu minik defterime. Uzun, sarı saçlarım belime doğru uzanmıştı. Kaç yaşındayım ki? Tahmini 10 ya da 11. Gerekli bir detay değil, küçüğüm işte. Miniğim. Zihnim çok hızlı işliyor, karşıma oturan Linda'nın bana diyeceklerinin tablosunun oluşturdum, hangisine hangi şekilde karşılık vermeliyim seçtim bile. Çoğunda sakinim. Sukunet minik bedenimin etrafını bir koza gibi sarmış.
