24. ŞEYTANA DANS

17.5K 978 2.1K
                                    

16.07.21


🕯


yıldıza basarak oyunu vermeyi, satıra aralarına da düşüncelerini bol bol yorum atarak belirtmeyi unutma.

keyifli okumalar (:





femrez- zincirler

hemsaye- rüya

müslüm gürses- senden vazgeçmem

yıldızlardan düştük- benim olmayanım

nihat ilhan- benimle bir gül, bu

Bir elime çiçek, bir elime kaktüs verseler kaktüsten çiçek açtırır, çiçeği toz olacak kadar soldururdum.

Bir elime dünyayı, bir elime güneşi verseler; dünyayı yakar, güneşi yaşanacak yer yapardım.

Zehrim öyle yakıcı ve öyle kül ediciydi ki bu zehirle insanlığı bitirebilirdim. Öfkem olduğu yerde sayarken gözlerim karşımdaki adamda, zihnim bir sürü yolda, yüzüm gizemin buğusunda, bedenim cehennemin azabında öylece kaldım. O kadar kaldım ki ihalede olduğuna emin olduğum adama edilen işkenceye uzun süre seyirci oldum ve beni asla fark etmediler. Leman denilen kadın Pars'a bıçak getirirken Pars başını iki yana yatırarak adama yöneldi.

Adamın burnuna, kulaklarına, ellerine, bacaklarına verdiği zararlarla bir insanı öldürmeden önceki son sorgusunda ağzından dökülenlere duyduğu ihtiyacını gördüm. Bu adamın ağzından dökülecek olanları istiyorlardı.

"Bana istediklerimi ver bu işkence bitsin," dedi Pars sertçe adamın göğsüne bir şeyler çizerken. Sanki elindeki bir kalemdi ve önüne koyulan tuvale en acımasız ve en şeytancıl düşüncelerini çiziyordu. Bilinçaltının kirliliği hiçbir baharla temizlenmeyecek, ellerinin acımasızlığı hiçbir okşamayla çözülmeyecek gibi görünüyordu.

Peki ya kollarımın arasında tuttuğum erkek çocuğu, bu adamın hangi yüzüydü?

Bu adamın kaç yüzü vardı?

Elleri bağlı adamın ağzından çıkan çığlıkları görüyordum fakat o çığlıkları duyamayacak kadar sağırdım şu an. Beni ikiye katlayacak ayazın ortasında bulunmayı bekliyor, o ayazdan da kaçamayacak kadar sabit duruyordum. Bir korku muydu bilmiyordum fakat bir kaçış olamayacak kadar körce olduğunu görebiliyordum.

O benim gördüğüm adam mıydı, aslında kimdi bilmiyordum fakat sandığım kadar kötü olmadığını hissediyordum. Hayır, hislerimle düşünen bir insan değildim ve hayır, bu histen ötesiydi zaten. Aptal kalbim bana onu aklayacak binlerce düşünceyi aklıma yollardı fakat biliyordum, o kötü bir adamdı. O çok kötü bir adamdı ama bu kötülük bana yaklaşıp beni yıkacak kadar büyük değildi.

Olamazdı ve olmayacağını da biliyordum.

Ne kadar büyük bir şeyle karşılaşacak olursam olayım; ben ailesini yakan, ben minnetle kıvranması gereken yeri kül ederek kayıplara karışan kadındım. Öyle kolay kolay yıkılmazdım ve yıkıldığımda da ayağa kalkacak her türlü yolu bulurdum.

İsmim ne olursa olsun, ruhum benimleydi.

Binlerce kimlikte tek karakteri yaşatabilmiş ben, şu an Adar Kozan'dım ve başka isimlerle harap olan karakterimin tek bir ismi vardı.

SEDNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin