13.03.21🕯
yıldıza basarak oyunu vermeyi, satıra aralarına da düşüncelerini bol bol yorum atarak belirtmeyi unutma.
keyifli okumalar (:
çağan şengül- canım yanıyor
Bir gün büyük bir uykuya yatarsın. Tatlı gelir. Durduramazsın. Uzun bir yorgunluk sonrası, seni iyileştirir sanırsın. Küçük bir kabus görür, uyanırsın. Uyanırsan sadece gözlerin açılır. Aklın açılması için hiç uyumamak gerekir.
Eline bir çakmak alırsın. Bir ateş, iki ateş. İkide yakar, üçte yanarsın. Ateşle oynama çocuk. İçeride kalır, kurtulamazsın.
Bir kız çocuğu tanıdım. Kaybedecek hiçbir şeyi yoktu. Bir ailesi yoktu mesela. Bir gençliği yoktu kaybedecek. O gençliği yaşayacağını düşünmezdi. Çocukluğu da yoktu, yaşayamamıştı çünkü. Ateşi yoktu en önemlisi. Ateşle yaşanırdı, onun ateşi bile olmamıştı.
O kız çocuğu eline ateş aldı. Ailesini yaktı ilk. Yaşayamayacağı gençliği yaktı. Çocukluğu bir pembe odada, cayır cayır yanmıştı.
Ateşi olmayan yanardı. O yakmayı seçti.
Şimdi, o kız çocuğu eline aldığı tek bir çakmakla sigarasını yaktı. Sigarasının dumanını içine çekmeden hafifçe tutuşturdu ve hızla dumanı dışarı üfledi. Yanmak yoktu onun kitabında, o yakardı. Dumanı dahi solumadan kaybolurdu aslında.
Bir adım, iki adım. Üçüncü adımla girdim havaalanına. Dibimde ölüm vardı şimdi. Yanan her kötü yangın cildimde ölü kokulu is bırakmış, ruhuma bir lanet gibi yapışmıştı. O ölümü beslemeliydim bugün, aç kalırsa can sıkardı.
"Hanımefendi. Durun! Bizi zor durumda bırakıyorsunuz. Piste giriş yasak!"
Koca alan bomboştu çünkü bugün tek bir uçuş için diğer tüm seferler iptal olmuştu. Pist alanında çalışabilecek tek bir uçak vardı. Tek uçuş vardı. Uçuş, Mehmet Öztürk adınaydı. İlgimi çeken hiçbir zaman Mehmet Öztürk kısmı olmamıştı.
"Hanımefendi. Bir adım daha atmayın!"
İlgimi çeken eski bir komando olan Mehmet Öztürk'ün, aynı Pars Kozan gibi sicilinde eski bir komando olmasından ilerisinin görünmemesiydi.
Bugün ise Mehmet Öztürk, Arjantin'e bir uçuş gerçekleştirecekti. Girişi üç kişi olarak yapılmıştı. Tüm pist, bu uçuş için boşaltıldıysa o piste şölen yaşatırdım.
Adımlarım sertçe yeri dövüyordu. Sigarayı dudaklarıma götürdüm fakat maalesef ki yine içemedim. Elimde sadece bir telefon vardı. Başka hiçbir şey yokken güvenliklerin arkamdan koştuğunu duyuyor, tehdit ediliyordum. Sikimde değildi açıkçası.
Ön tarafımda, takım elbiseli, uzun boylu, ince kalıp bir adamın bana doğru hızlı adımlarla yürümeye başladığını görünce üzerimdeki kabanın cebine sol elimi sokup adamın üzerine yürümeye devam ettim. Adam, ben onun üzerine dümdüz giderken şaşkınlıkla karşılıyordu.
Minik arabalar ile bana doğru gelen insanların hiçbirini umursamıyordum. Çoğu güvenlik ve havaalanı görevlisiydi. Bu pistin neden boşaltıldığını, tek bir eski asker uçuşu için neden tüm seferlerin iptal edildiğini bu kadar kişiden en azından birinin bilmesi gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEDNA
Mystery / ThrillerGerçeklerin yalanları arasında ilerleyebilir misin? Asıl yalan sensen ilerlersin. Bir hayata binlerce kaçış sığdırdıktan sonra kocaman çukura düşersen bocalarsın. Ne olduğunu bilmediğim kaosun tam içine düştüğümde içimde bir mum, elimde bir ölüm va...