14.06.21
🕯
yıldıza basarak oyunu vermeyi, satıra aralarına da düşüncelerini bol bol yorum atarak belirtmeyi unutma.
keyifli okumalar (:
femrez- iz
manga- yad eller
evdeki saat- kötü zamanlar
Derinin altında kan taşıyan damarın buz kesip insanı dondurması korkulacak bir durum değildi.
Hele ki o buzu bir bıçak gibi yarıp kırmak hiç korkutucu değildi.
İlk cinayetimi hatırlıyorum. Emine'nin bir yıllık eğitimden sonra bodrumdaki odamda kum torbasında çalışarak aklımı dağıttığım vakitte bana geldiğini... İlk görevimin müjdecisi Emine idi. Bense onun intikamının celladıydım. İntikamının fişini bana çektirtmişti.
Görevim bir evdeki adamdan senetleri çalmaktı. İlk görevimdi bu yüzden heyecanlıydım. Her göreve toplu giden kuğulardan farklı olarak benim ilk görevim yalnız başlamıştı. İki katlı, eski püskü bir evdi girdiğim ev. Senetlerin nerede olduğunu bilmiyordum ama titiz çalışmıştım. Senetler bir bebek beşiğinin altındaydı ve bebek beşiğinin üstü full tozluydu. Bebek beşiğinin bulunduğu odayı tabiri caizse bok götürüyordu. Evde bebek olmadığını anlamak için zeki olmaya gerek olmadığı için üstelememiştim.
Soğukkanlıydım. Korkum yoktu çünkü ölmek çok da mühim değildi. Olur da ölürsem gibi bir düşünce hiç kafamın içinde yoktu. Öleceksem başım gözüm üstüneydi. Ölümü kabullenmek benim için geride kül olarak bıraktığım evin her köşesindeydi. Ben intiharı o evin her köşesinde denemiştim. Ölümden kaçmazdım.
Senetlerle birlikte odadan çıktığımda evin kapısının açıldığını duymuştum. O an Emine'nin sözleri gelmişti aklıma.
'Eğer,' demişti. 'Sen içerideyken eve birisi gelirse saklanma. Adamı öldür.'
Nedeni yoktu. Sorgulama, düşünme, duraksama... Hiçbirisini hissetmeyecektim. Direkt öldürecektim. Ben Emine'nin kuklasıydım. Ben Emine Kurtoğlu'nun Karakulak hayvanıydım. Sorgulama yoktu. Bana ilk defa saklanma demişti. İlk cinayetimde saklanmamam gerektiğini söylemişti. Oysaki bir yıl boyunca bana aşıladığı şey saklanmam gerektiğiydi.
İlk cinayetimdi. Korkmuyordum ama ilk kez katil olma düşüncesi de beni mutlu etmiyordu. Görev olduğunu biliyordum. Hem saklanmayacaktım da. Saklanmayacaktım işte, daha iyi bir his yoktu benim için.
Adamın içeri girmesi ile salonda bacak bacak üstüne atarak onu karşılayan beni görmesi bir olmuştu. Ben on yedi yaşındaydım. On yediydim. Siktiğimin on yedisindeydim. Elimde senetler, bacak bacak üstüne atmış, katil olacağım vakitten önce Emine'nin bana saklanmamamı söylediği anları düşünüyordum.
Adam, beni gördüğü gibi bana saldırmıştı. Aynı Emine bana görevi verdiğinde benim düşünmemem gibi bana düşünmeden saldırmıştı. Başka çarem yoktu. Adam cüsseli ve güçlüydü. Şah damarına arbede sırasında yasladığım bıçak ile onu hayata bağlayan kordonu kesmiştim.
Katil olmak, korkutmamıştı. Hatta sonradan düşündüğümde kanım donuyordu ama o zaman öldürmek hoşuma gitmişti. Ne yaşıyordum, bir yıl boyunca benim bilinçaltıma neler yerleştirilmişti bilmiyordum. O an öldürmek bana güçlü hissettirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEDNA
Mystery / ThrillerGerçeklerin yalanları arasında ilerleyebilir misin? Asıl yalan sensen ilerlersin. Bir hayata binlerce kaçış sığdırdıktan sonra kocaman çukura düşersen bocalarsın. Ne olduğunu bilmediğim kaosun tam içine düştüğümde içimde bir mum, elimde bir ölüm va...