31. DAR SOKAK VURGUNLARI

10.6K 795 1.2K
                                    

25.08.21




🕯

ağır bir bölüm, uzun ve cidden duygusal bir bölüm. Lütfen dinlene dinlene okuyun. Siz kaldıramazsanız ben de kaldıramam.

yıldıza basarak oyunu vermeyi, satıra aralarına da düşüncelerini bol bol yorum atarak belirtmeyi unutma.

keyifli okumalar (:





adamlar- yoruldum

adamlar- derine indik

umay umay- düşmedim daha

kaldı 8- savaşım kendimle

duman- kolay değildir

Kalp sızısının yeri, kalp ağrısının yeri başkadır.

Kalbin sızlar. Yoklukla sızlar, acıyla sızlar, özlemle sızlar, sevgiyle sızlar. Sızlar ama ayakta kalabilirsin. Sızlar ama seni düşürmez. O sızıya dayanırsın, o sızı seni kıvrım kıvrım kıvrandırsa da yaşamak zor değildir.

Sızı senin en hassas noktalarını tehdit eder. Sevgini, gözyaşını, acını, yokluğunu, özlemini, gülüşünü, kırığını...

Kalp ağrısı ise, kıvrandırır acıdan seni. Kalbin ağrır, öyle ağrır ki ölümü istersin. Öyle acıtır ki o ağrı, şu kalbime taş bassalar da geberip gitsem diye dua edersin Rabbine. Acısı çok fazladır ağrının ve o ağrıya dayanamazsın. Yaşamak istemezsin çünkü zordur. Devam etmek çok zordur.

Ağrı senin en güçlü noktalarını tetikler. Nefretini, öfkeni, hırsını, kibrini, varlığını, zihnini, hafızanı...

Açtığım üçüncü tabutla birlikte yüreğim ağrıdan kıvranırken gördüğüm beden, ölü bir bedendi fakat Erman değildi. Ölü bir bedendi, ölü bir adamdı ama maalesef Erman değildi. Erman olsaydı, onu bulduğuma sevinirdim ama şimdi onun ölü olmadığına sevinemiyordum çünkü onu bulmak zamanın işleyişinde daha da zorlaşıyordu.

"Sikeyim!" diye bağırıp yorgunlukla yere düştüğümde dermanı olmayan dizlerimin toprağa değdiği yerlerinin zihnim kadar acımadığının farkındaydım. Sönüyordum, gidiyordum ve yardım edecek kimse yoktu. "Ölmeyin, ben başaramazsam da siz başarın," dedikten sonra burnumu çektim. "Ölürseniz ne yaparım bilmiyorum ama onun elinde olduğunuzu düşünmek dayanılacak gibi değil."

Bu üçüncü cesetti. Gördüğüm, incelediğim üçüncü ceset. Kapağı açtıktan sonra derin bir oh çektiğim üçüncü ceset.

Üçü de boynundan boğularak öldürülmüştü çünkü üçünün de boğazında ip izi vardı. Oysaki Erman'ın zaten boğazında bir vazgeçişin sembolü vardı. Boynundaki dikenli dövmesi zaten onun yaşamdan çok önce vazgeçtiğini, nefes almanın azap olduğunu kanıtlarla sunmuştu bana. Erman fiziksel olarak olmasa da ruhsal olarak hayattan kopalı çok olmuştu. O yüzden açtığım tabutlardaki bedenlerin dövmelerinin olmaması ile ciğerime aldığım derin nefes çocuk umuduydu.

Ölen beden o değildi fakat bu ölmeyeceği anlamına gelmiyordu.

Beş saatin bir buçuk saatinde sadece üç mezar açabilmiştim ve geriye kalan on üç mezar ve on altı kadını bulmaya vaktim yetmeyecekti.

Tektim, ölebilirlerdi.

Bu geceyi kaldırırsam hiçbir şeyin beni yıkamayacağını düşünüyordum. Bu gece biterse kimse beni durduramazdı. Kimse yıkımı erteleyemezdi. Bu işte kendimi ekiple birlikte düşünmem gereken yeri çoktan geçmiştim.

SEDNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin