08.09.21
🕯
yıldıza basarak oyunu vermeyi, satıra aralarına da düşüncelerini bol bol yorum atarak belirtmeyi unutma.
hunhah: intikam alıcı, öç alıcı, kan isteyen.
keyifli okumalar (:
oh the larceny- man on a mission
watt white- eye of the storm
the score- glory
the score- born for this
dedublüman- çözemezsin
konuya fransız- fırtına
İntikam boynumdaki ip, sabır ayağımın ucundaki sandalyeydi.
Sabrımı boş verirsem intikamıma yenilirdim ve bu benim intiharım olurdu.
Sabrıma bağlı, intikamıma sadıktım. Her zaman. Bugün ya da yarın, hiç fark etmez. Bir gün, son gelirdi. O son gelirdi, ne kadar kaçarsan kaç; varırdın sona. O intikam da gelirdi işte o yolun sonuna varmadan.
Her şeyin bir sonu olurdu. Elbette ki her şeyin bir sonu vardı. Acının, mutluluğun, yalnızlığın, kalabalığın, sesin, yaşamın... Ebediyet dediğimiz şeyin bile bir sonu vardı. Sonsuzluk, uzun bir zaman dilimini kastederdi. Sonsuzluk diye bir şey yoktu. Sonsuzluğun bile bir sonu vardı.
Sakindim, sabırlıydım ve aptal görünüyordum. İstediğim buydu, en baştan beri. Bu işin başından beri göz ardı ediyordum çünkü etmezsem amacıma varamazdım. Bekliyordum. Şeytanın kıyameti beklediği gibi, o patlamayı bekliyordum.
Gün gelecekti, sabrım saklanmayı kesecek; intikamım sessiz kalamadığım itiraflar haline gelecekti. Bekliyordum çünkü buydum. Böyleydim işte. En küçük detayına kadar düşünüyordum. Bundan önceki intikamımda da, bir öncekinde de, bir öncekinde ve bir öncekinde de. İnce ince, sakin sakin ilerleyerek kazanca ulaştığım çok intikamım vardı.
En tepedeki tahtta oturan intikamım, benim sekiz yılımı mahveden kadınaydı. O kadına işte.
Emine Kurtoğlu'na.
İntikamımı, öfkemi, nefretimi, hırsımı, ateşimi ve kinimi en çok hak eden kadına.
Ona ölümü tattırmadım, ah hayır, o ölümü hiçbir zaman hak etmedi. Ölüm onun için işin kolayıydı ve eminim şimdi karşımda dursa yaşattıklarım yerine onu öldürmemi dilerdi benden. Oysaki o daha fazlasını, yaşarken nefes almanın zorluğunu, azabını ve kıvrantısını hak etti. Kavrulmalıydı benim intikam defterimde. Öyle kavrulmalıydı ki, her günü ahlarla geçmeliydi. Geçtiğini de biliyordum. Onu öldürmemiştim, onun elindeki en önemli iki şeyi almıştım.
Çok sevdiği okulu ve hayvanını, kuklasını, mağdurunu, şeytanını; Elzem'i.
Okulu yakmam ve Elzem'i gömmem ona en büyük intikamdı. Bir mezar taşı. Yanan okulunun önünde, okulun külleri arasına dikili. Üzerinde bir isim, Elzem Dora. Doğum tarihi, sadece 2010. Gün yok, ay yok; önemi de yok zaten. Ama ölüm önemliydi. Çok hem de.
Ölüm tarihi, 19 Mart 2019.
Güzel bir mezar taşı. Yanmış bir intikamın önünde dikili. Daha güzel ona ne verebilirdim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEDNA
Mistero / ThrillerGerçeklerin yalanları arasında ilerleyebilir misin? Asıl yalan sensen ilerlersin. Bir hayata binlerce kaçış sığdırdıktan sonra kocaman çukura düşersen bocalarsın. Ne olduğunu bilmediğim kaosun tam içine düştüğümde içimde bir mum, elimde bir ölüm va...