Vartolu:
-Medet, adamları çağır bana.
-Tamam abi.
Medet adamları toplar küçük bir ev olduğu için çok fazla adam yoktur ve tabii ki Vartolu kızının rahatsız olmasını istemiyordu, ona gözü gibi bakardı.
-Şimdi, mahalle de başınız aşağıda gezeceksiniz, kimseyi rahatsız etmek yok, adam akıllı işimizi yapacağız o kadar. Anlaşıldı mı?
-Anlaşıldı abi.
-Güzel, anlaşılsın.
Adamlar giderler Medet kalır.
-Medet, ben bu Çiyan'a hiç güvenmiyorum. (Çiyan, Vartolu'nun adamlarından biri lakabı Çiyan dır, gerçek adı Cihan'
-Ben de hiç güvenmiyorum abi.
-Ona dikkat et.
-Tamam abi.
Saat, sabah 08:00:
-Yav hadi Melek, hadi.
-Ya tamam baba geldim. Nasıl olmuşum?
-Harika! (Alaycı bir sesle) Tabii etek hariç.
-Niye? Hem okul formaları böyle, biraz renksiz gerçi ama olsun.
-Çünkü sen eteğini beline kadar çektiğinde benim şalterler atıyor Melek.
-Of baba!
-Ne of! Yürü hadi yürü geç kalacağız, daha senin okul kayıtların yapılacak.
Okul kayıtları yapıldı ve Melek sınıfına yerleşecekti.
-Baba, sen gidebilirsin artık.
-He kovuluyorum yani.
-Ya ne alakası var baba ya.
-Tamam tamam şaka yaptım. Hadi dikkat et kendine okul çıkışında ben geleceğim seni almaya. Melek, arkadaşlarına dikkat et çok fazla güvenme, biri bulaşırsa eğer hemen bana söyle.
-Baba ben her dışarı çıktığım da aynı şeyleri söylediğin için ezberledim artık. Hadi görüşürüz canım babam. (Öpücük atar)
-İyi hadi görüşürüz.
Melek sınıfına girer.
-Sen, yeni öğrencisin sanırım gel kızım kendini tanıt bakalım. Hoşgeldin okulumuza.
-Hoşbuldum hocam. Melek Helvacı ben, 16 yaşındayım, daha önceki okulum İzmir'de idi. Okula başlamadan önce Erzurum'da yaşıyorduk sonra Muş ve Kars'a gittik. Okula başladığımda İzmir'e geldik ve şuan İstanbul'a geldik.
-Görünüşe göre çok fazla yer gezmişsin arkadaşlarına teneffüste anlatırsın. Geç bakalım boş yerlerden birine oturabilirsin.
-Tamam hocam.
Hiç kimse yanına oturmasını istememişti. Çünkü o Vartolu'nun kızıydı.
-Buraya oturabilirsin. (Konuşan Mert'ti.)
-Teşekkürler.
Çıkış zili çalmıştı.
-Sen de baban gibi uyuşturucumu satacaksın okulda?
Herkes bir şey söylemeye başlamıştı Melek hiç birine cevap vermeden hızlı adımlarla dışarı çıkmıştı ağlamamak için kendini zor tutuyordu.
Vartolu:
-Medet, ne oldu gelmiş mi mallar?
Vartolu okula Melek'i almaya gidiyordu.
-Abi, malları sahibine teslim ederiz diyorlarmış vermemişler çocuklara. Ben de depoları gezecektim.
-Eee Melek'i benim almam gerekiyordu.
-Abi adamlardan birini göndereyim mi?
-İyi de güvenilir birini gönder, Melek'in tanıdıklarından birini gelmez yoksa.
-Tamam abi.
Medet eve girer ve Murat adında bir adamı gönderir. Murat tam çıkarken arkasından Çiyan gelir ve 'Ben gideyim istersen sen çok yoruldun dün.'
-Tamam ama kıza dikkat et tanıt kendini.
-Tamamdır.
Arkadaşlar internet sorunum vardı o yüzden geç atabildim. Destek olursanız sevinirim.
![](https://img.wattpad.com/cover/276824752-288-k25952.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇUKUR (Babasının Meleği)
FanfictionMelek. Sadece kanatsız bir melekti o. Annesine yılların özlemini duyardı. Babasını herkesten çok sever, onu korumak isterdi. Babasının gözbebeğiydi o. Vartolu Sadettin'in biricik kızıydı. Vartolu'nun Çukur ile olan savaşında en çok zarar görecek ola...