Kabus (18. Bölüm)

250 9 1
                                    

Vartolu sabaha kadar kızına sarılmıştı.

08.00

-Abi, abi, hadi kalk.

-Medet ne sayıklıyorsun başımda Melek de uyanacak?

-Abi, Selim geldi.

-Ne nasıl bulmuş o burayı?

- Bilmiyorum abi.

Vartolu dışarı çıkar.

-Hayırdır Selim Bey nasıl buldunuz siz burayı?

-Beyefendi söyledi.

-O nereden biliyor?

-Onun bilmediği tek şey donumuzun rengidir.

-Hee onu da bildi.(İçinden)

-Ne?

-Yok bir şey, niye geldin sen?

-Abimi öldürdün Vartolu, anlaşmamızda aileye dokunma yoktu.

-Haklısın yoktu ama öbür türlü de senin yolun açılmıyor, senin yolun açılmayınca da benim yol açılmaz. Nasıl yürüyecekti bu iş?

-Vartolu kızın bizim evde bir daha yüzünü göremezsin Doğukan'ın parasını da getir bir daha da aileme zarar verme.

-Yav Selim aga sen böyle yapacaksan söyle de taşları baştan dizelim. Ayrıca kızım içeride mışıl mışıl uyuyor. Senin o Nedret yengen kızıma vurmuş, benim kızımın suçu olmadığı halde canını yakmış. Ben bunun hesabını da birinizden çıkarırım, hadi Nedret yenge sinirli anladık da kızımdan niye çıkarıyor sinirini? Durdursaydınız ya.

-Ev de değildim ben. Babam haberi alınca kriz geçidi, hastaneye götürdük bugün cenazemiz var abimin cenazesi anlaşmazlık çıkarma ben bile koruyamam seni.

-Ortalık sakinleşince haber ver, tekrar anlaşma yapacağız.

-Kabul etmezler, kafana sıkarlar.

-Beni kolay kolay öldüremezler.

-Kızın akıllıymış sana çekmiş. Kızının bu genç yaşta ölmesini istemezsin herhalde.

-Öyle babasının kızıdır o, ona zarar gelince, onun bir damla gözyaşı düşünce bile delirirmiş babası. Hele ki onu babasından aldığınızda babasının gözü hiçbir şeyi görmezmiş. Haberiniz olsun oradan gelmeyin, kim olduğunuza bakmam.

Selim gider ve Vartolu, Beyefendi (Baykal) ile bir görüşme hazırlar.

-Alo, beyefendimiz acil bir konu var, nereye geleyim?

-Konum atacağım yere gel peşine birilerini takma.

-Tama... Telefonu da yüzüme kapattı ya. 

-Abi sen git ben Melek'e kahvaltı hazırlarım uyanınca yapar.

-Medet ben işim bitince arayacağım aç mutlaka, iyi olduğunuzu bileyim.

-Tamam abi. Abi, Melek okula gidecek mi?

-Bu aralar olmaz Medet. Bundan sonra okula gitse bile oraya da adam dikeceğiz, daha dikkati olmalıyız.

-Tamam, abi biz de bir yere gitmeyiz zaten.

-İyi ben gidiyorum. Medet senle Celasun kızımın yanından ayrılmayın.

-Ya abi o Celasun dışarıda dursun.

- Hadi Medet, hadi Medet.

Vartolu gider ve Melek kâbus görmeye başlar.

-Baba, baba ölme. Nedret abla vurma, vurma!

Celasun: Melek, Melek iyi misin?

-Babam nerede?

-Babanın işi var, dışarıda bir sürü adam var. Medet ile ben de varım, korkma.

-Babamı istiyorum.

-Tamam, gelecek.

Medet gelir.

-Medet amca.

-Amcam, ne zaman uyandın sen?

-Amca babam öldü mü?

-Hayır, amcam nereden çıkardın onu?

Celasun: Rüya gördü sanırım, ağlayarak uyandı.

Medet: Sen çık dışarı ben özel konuşacağım yeğenimle.

-Abi beni de Melek'i korumakla görevlendirdi.

-Olabilir senin görevin zaten korumak, ben onun amcasıyım.

-İyi, konuşmanız bitince çağırırsınız o zaman.

-Bakarız.

Celasun dışarı çıkar.

-Melek, amcacım daha önce gördüğün kâbuslar gibi değil, değil mi?

-Ben yine deliriyorum galiba. (Ağlamaya başlar.)

-Hayır, amcacığım hiç olur mu öyle şey düzeldin sen.

-Yine delireceğim, herkes uzaklaşacak benden.

-Öyle bir şey olmayacak merak etme.

-Babamı arayacağım.

-Ama o bizi işi bitince arayacaktı.

-Hayır, aramak istiyorum.

-Tamam.

Melek babasını arar.

-Alo baba.

-Canım, ben sizi birazdan arayayım.

-Baba gelmen lazım.

-Ne oldu?

-Baba Nedret abla geldi yine beni dövdü.

-Ne diyorsun sen Melek?

Medet telefonu alıp dışarı çıkar.

-Abi.

-Ne Nedret'i Medet, ne oluyor?

-Abi, kâbus gördü, yine aynıları.

Vartolu üzüntüden konuşamamıştı.

ÇUKUR (Babasının Meleği)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin