Hastane koridorlarında bekliyordu kanatsız meleğini. Kanatlanıp bu hastaneden çıkmasını istemiyordu, hep kanatsız kalsın istiyordu. Kanatlanırsa gökyüzüne çıkardı kızı, engel olamazdı.
Medet koşarak hastaneye gelmişti. Gözleri endişeli bakışlarla abisini arıyordu. Abisinin çaresizce beklediğini görünce sormaya korkmuştu.
-Abi... İyi mi?
-Benim yüzümden oldu, koruyamadım.
-Abi öyle deme, senin ne suçun var?(Ağlamaklı bir sesle)
-Koruyamadım Medet. İlk sıkılan kurşunlarla vurulmuş kızım. Kucağıma alarak mezar taşlarının arkasına taşıdım ben onu. (Ağlar) Nasıl fark etmedim vurulduğunu. Kendisi de hiç ses çıkarmadı, belki de korkmayayım diye.
-Abi doktor geldi.
Vartolu umut dolu bakışlarla doktora bakıyordu.
-Yaşıyor değil mi kızım doktor bey? Yaşıyor, görebilir miyim ben onu?
-Sadettin bey, öncelikle kızınızın durumu ciddi. Kalbine isabet etmemiş fakat çok uzun süre müdahale edilemediği için durum ciddileşmiş.
-İyileşecek ama değil mi?
-Kesin bir şey söyleyemem. Siz yine de...
Vartolu'nun yüreğinden bir parça daha kopmuştu.
-Siz yine de ne doktor?
-Siz yine de her şeye hazırlıklı olun.
Doktor gitmişti.
-Hepsi Cumali'nin yüzünden, öldüreceğim onu.
-Abi, abi dur yapma ne olur. Melek uyanırsa seni yanında ister.
-Korkar değil mi o zaman da?
-Korkar tabii. Hem kızar, babam niye yok diye hastaneyi başımıza yıkar.
Hafif tebessüm ederler.
-Hemşire hanım, ben kızımı görebilir miyim?
-Maalesef, şu an olmaz.
-Lütfen.
-Peki. Ama çok kısa bir süre.
-Tamam.
-Ben de girebilir miyim hemşire hanım?
-Sadece bir kişi.
-Tamam Medet, sonra.
-Tamam abi.
Vartolu kızının yanına gider. Yanında ki makinelere bağlanmıştı. Kanatlarını koparmışlardı.
-Babacığım ben buradayım korkma sen.
-An... ne.
-Melek, kızım. Duyuyor musun beni?
-An... ne, gitme.
-Bekle kızım doktoru çağıracağım. Doktor, doktor! Kızım uyandı.
-Çıkın lütfen.
-Ya kalayım korkmasın.
-Lütfen.
-Abi ne oldu?
-Uyandı Medet, sesini duydum.
-Ne dedi abi, konuştu mu seninle?
-Benle değil annesi ile. Ona sesleniyordu.
-Abi getirsen mi?
-Kimi?
-Annesini, tanısın, sarılsın, öpsün.
-Medet, o kadın benim kızımın annesi değil. Bir daha sakın.
-Abi, ya annesini hiç tanıyamazsa. Bunu kaldırabilir misin?
-Ne diyorsun sen Medet ya?
-Abi, vicdan azabı çekme diye diyorum.
-Doktor bey, ne olmuş?
-Annesini çağırıyordu. Buraya gelirse belki daha iyi olur.
-Annesi yok, biz varız.
-Başınız sağ olsun. Yeni i kaybettiniz?
-Yok, ölmedi ama bizim için ölüden farkı yok. Sizde söylemezseniz.
-Annesini hiç tanımadı mı?
-Hayır.
-Açıkçası gelmesi çok iyi olurdu. Kâbusları daha önceden de var mıydı?
-Kâbuslar devam mı ediyor?
-Evet, gözlerini açınca biraz korktu. Gayet normal ama biraz üst seviyeydi.
-Annesini görürse düzelir mi diyorsunuz?
-Evet, isterseniz sizi birkaç psikolog ile tanıştırabilirim.
-Daha önce de böyle bir şey olmuştu. Birçok psikolog ile görüştük. Şizofreni olabilir dediler ama kesinleşmeden atlatmıştık.
-Anladım. Yaşadığı şeyler kolay atlatılabilecek şeyler değil. Eğer annesi ile tanışabilme ihtimali varsa onu bundan mahrum bırakmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇUKUR (Babasının Meleği)
FanficMelek. Sadece kanatsız bir melekti o. Annesine yılların özlemini duyardı. Babasını herkesten çok sever, onu korumak isterdi. Babasının gözbebeğiydi o. Vartolu Sadettin'in biricik kızıydı. Vartolu'nun Çukur ile olan savaşında en çok zarar görecek ola...