Küs müyüz?(37.Bölüm)

166 11 0
                                    

Vartolu, Mert'in fotoğraf çektiğini öğrenince kızına her türlü söyleyeceğini anlamıştı. “Ben onlar kızıma söylemesin diye dikkat ederken bu çakal geldi. Sinsi pislik.” Vartolu telefonu Melek'in almaması için yastığının altına koymuştu. Zor da olsa uyuyabilmişti.

Sabah olduğunda başında dikilen Medet’i görmüştü.

“Ne yapıyorsun yav Medet?”

“Abim, canım abim benim hadi uyan artık.”

“Medet ya. Saat kaç?”

“12.00”

“Ne? Oğlum niye uyandırmıyorsunuz?”

“Abi, simdi sen kahvaltıda olsaydın Melek inmeyecekti ben de önce o yesin sonra seni uyandırırım diyecektim.”

“Öyle olsun bakalım Medet. Melek nerede?”

“Odasında.”

“İyi hadi in sen geliyorum.”

“Tamam abi.”

Vartolu yatağından kalkıp elini yüzünü yıkamıştı. Üzerini değiştirdikten sonra yastığın altında duran telefonu almıştı. Kahvaltıya inmişti. Gelen mesajlara baktığında Mert'le daha önceki konuşmalarını okuyordu. Kahvaltı yaparken bir yandan da mesajlarını okuyordu. 

“Günaydın Melek sultan.”

“Günaydın Mert paşa.”

Vartolu mesajları okurken bir yandan da söyleniyordu. “Paşa, paşa ne ya? Bizim komşunun köpeğinin adı da Paşa’ydı.”

“Bugün bir yerlere gidelim mi?”

“Olur, nereye?”

“Bilmem sen nereye istersen.”

“Babama sormam lazım.”

Vartolu gülerek “ Aferin benim kızıma.”

“ E tamam sen babana sor. İzin verirse ben gelip alayım seni.”

“Şey babamın bu aralar morali biraz bozukta bir de üstüne seninle gezmeye gitmek istediğimi söylemeyeyim.”

“Baban hâlâ beni sevmiyor sanırım.”

“Ya onunla alakası yok. Sadece zarar görmemden korkuyor.”

Vartolu kızarak “Yo ben seviyorum.” demişti.

“Ben sana asla zarar vermem merak etme.”

“Biliyorum.”

Melek, babasının yanına gelmişti. Vartolu soğuk bir sesle “Günaydın yok mu?”

“Benim derslerim için tuttuğun hoca ne zaman gelecek?”

“Bir saate gelir. Odanı topla.”

“Toplu zaten. Telefonumu verir misin? Ayrıca benim özel şeylerim olabilir kurcalama telefonumu.”

“Gördük özel şeylerini. Ya sessiz sessiz otur, ya da odana çık.”

“Baba sen bana küstün mü?”

“Bilmiyorum. Sen ne zaman akıllanırsan o zaman barışırız.”

“Ben kötü bir şey yapmadım. Annemin yaşadığını bana söylemedin.”

“Annen yaşasaydı, annenin ölmediğini söylerdim. Kim dedi sana annen yaşıyor diye?”

“Eğer gelmeseydin Mert söyleyecekti.”

“Melek, kendine gel istersen.”

“Annem ölmedi mi baba?”

Vartolu deri  bir nefes olarak “Melek, öğretmenin gelecek birazdan okul açılana kadar eksik kaldığın konuları çalışırsın.”
Melek, Babasının yüzüne hayal kırıklığıyla bakmıştı.

Bir saat sonra öğretmen gelmişti. Melek, odasında ders çalışıyordu.

2 saat sonra:

“Abi, bir mahalleyi mi dolaşsak?”

“Olur Medet.”

Melek ve öğretmeni aşağıya inmişti.
“Melek, ödevlerini yapmayı unutma. Takıldığın bir yer olursa mutlaka bana sor.”

“Tamam hocam.”

“İyi günler Sadettin bey. Kızınız gerçekten çok akıllı.”

Vartolu, kızına içten bir tebessümle bakmıştı. “Öyledir hocam. Çok sağ olun. Yarın yine aynı saatte gelirsiniz değil mi? Bir haftaya okul açılıyor, konular yetişir mi?”

“Aynı saatte gelmeye çalışacağım. Konuları da yetiştiririz. Zaten kızınız çok akıllı. Önceki okulunda hep birincilik getirmiş buraya yeni taşınmışsınız, eminim ki burada da aynı başarıyı yakalayacaktır.”

“Sağ olun hocam.”

Öğretmen gidince Vartolu, Medet'e “Hadi Medet. Çıkalım.” demişti.

“Nereye amca?”

“Amcam biz mahalleyi bir dolaşıp geleceğiz.”

“E ben de geleyim.”

“Olur amcam.”

Vartolu sert sesiyle cevap vermişti. “Hayır, izin vermiyorum.”

“Senden izin almadım zaten.”

“Evden çıkman yasak senin. Okul açılsın, teneffüslerinde de adam dikeceğim başında dursun.”

Melek hızlıca odasına çıkıp,  sertçe kapıyı kapatmıştı.

“Çarpma o kapıyı. Bana kapı çarpmayacaksın, sesini yükseltmeyeceksin. Duydun mu beni?”

Yorum ve oy vererek destek olur musunuz? Hikaye mi beğeniyor musunuz? Okuduğunuz için teşekkür ederim:)



ÇUKUR (Babasının Meleği)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin