Beni Bırakma(45. Bölüm)

184 5 0
                                    

Fazlalaşan yağmurun sesiyle kendine gelmişti. Havaya baktığında gök gürültüsü ile sıçramıştı. Başının üzerinde bir şemsiye görmüştü. Şemsiyeyi tutanı görünce yüzünde küçük bir tebessüm oluşmuştu. Karşısında gördüğü Mert’te aynı Melek gibi sırılsıklamdı. ‘’Senin ne işin var bu soğukta burada?’’ Melek’in sorusuyla Mert üzerinde ıslanan ceketi çıkarmıştı. ‘’Asıl senin burada ne işin var Melek?’’

‘’Şey benim canım sıkıldı ben de biraz hava alayım dedim.’’ Mert elindeki şemsiyeyi Melek’e vererek, ceketini başının üzerine geçirmişti. Melek, Mert’e dönerek ‘’Sen al şemsiyeni, zaten sırılsıklam olmuşsun.’’

Mert, Melek’e kısa bir bakış atıp yağmura karşı yürümeye başlamıştı. ‘’Ben aşktan sırılsıklam olmuşum, yağmur beni ıslatsa ne olur?’’ Şok! Melek bunu beklemiyordu. Koşar adımlarla Mert’e yetişip onu kolundan tutmuştu. ‘’Ne dedin sen?’’

Mert tatlı bir tebessümle arkasına dönmüştü. Melek’in gözlerinin içine derin bir bakış atmıştı. ‘’Sence? Ne demek istiyorum?’’

Melek, ellerini yavaşça Mert’in kolundan çekmişti. ‘’Birine mi âşık oldun?’’ Melek tereddütle Mert’e bakmaya başlamıştı. Mert hiçbir şey söylemeden alakasız bir cümle kurmuştu. ‘’O şemsiyeyi başına tut diye verdim, elinde sürükle diye değil.’’ Mert önüne dönüp yürümeye devam etmişti. Melek ise kısa sürelik şoku atlatıp Mert’in arkasından yürümeye devam etmişti. ‘’Nereye gidiyoruz?’’

‘’Bilmem. Sen nereye istersen oraya gideceğiz.’’
Melek hızlanan yağmurun sesinden Mert’i duyamadığını anlayıp ona daha çok yaklaşmıştı. ‘’Nasıl yani? Böyle boş boş yürüyecek miyiz?’’

‘’Evet, güzel olmaz mı?’’

Melek anlamsız gözlerle Mert’e bakmaya devam ediyordu. ‘’Yani güzel olur ama,’’

Mert, başını çevirip Melek’e bakmıştı. ’’Ama…’’

‘‘Ya babam birazdan gelebilir ben babamdan habersiz çıktım. Bir de hava soğumaya başladı.’’

‘’Üşüdün mü?’’ Mert’in ona şefkatle çıkan sesi babasını hatırlatmıştı. Melek’te merhamet kokan sesiyle cevaplamıştı. ‘’Yani biraz ama çok değil.’’

‘’Gel benimle. Şurada ısınabiliriz ama motorla gideceğiz.’’

‘’Tamam da çok uzun sürecek mi?’’

‘’Yani biraz uzun sürebilir. Baban gelir diye diyorsan bu sıcak yere seni daha sonra götürebilirim. Şimdi eve gidersin hem hasta olma.’’

Melek gözlerini merakla kısıp konuşmuştu. ‘’Sıcak yer mi? Nasıl yani orası hep mi sıcak orası?’’

‘’Evet ama sadece senin için sıcak. Belki de sadece senin için soğuk olur.’’

‘’Çok garip konuşuyorsun. Anlam veremiyorum.’’ Mert, Melek’i kollarıyla sarıp yön değiştirmişti. ‘’Boş ver yakında tanıyacaksın.’’

‘’Eve mi dönüyoruz?’’

‘’Evet, babanla aran yeni düzeldi tekrar bozulmasın. Hem seni benimle görmesi pek de iyi olmaz.’’

‘’Sana hak vermek istemezdim ama haklısın. Babam senden nefret ediyor.’’

Mert bakışlarını yere çevirmişti. Yağmur damlalarına boyun eğip yürümeye devam etmişti. Melek şemsiyeyi havaya kaldırıp Mert’inde ıslanmasını önlemişti. ‘’Karar verdin mi?’’ Melek gözlerini Mert’e çevirmişti. ‘’Neye karar verdim mi?’’

Mert adımlarını yağmurun hızlanmasıyla berber hızlandırmıştı. ‘’Gidecek miyiz?’’ Melek sıkıntılı bir nefes vermişti. ‘’Gitmek istesek nereye gideceğiz ki?’’ Mert, Melek’in omzundaki kolunu çekmişti. Elleri ile Melek’in ellerini tuttuğunda, ona umut veren ve her şeyin güzel olacağına inandıran bakışlarla bakmıştı. ‘’Eğer sen gitmek istersen, emin ol ki ev hazır.’’

Ev mi? Melek’in zaten bir evi vardı. Babası ve amcasıyla yaşadığı birçok ev olmuştu. Belki de hiçbirini benimseyememişti ama en azından babasının olduğu bir evdi. Melek. Mert’in onu babasından ayırmaya çalıştığını düşünmüştü.

Bölüm hakkında yorum yapabilirsiniz. Oy vererek destek olursanız sevinirim.
(Hikâyede görmek istediğiniz ufak çaplı olaylar var ise mesaj atıp isteğinizi söyleyebilirsiniz.)
Okuduğunuz için teşekkür ederim:)



ÇUKUR (Babasının Meleği)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin