Vartolu:
'Baba dışarı çıkar mısın? Önemli bir şey konuşacağız.' Sanki karşısında ki kişi askerlik arkadaşı, babanım ben senin ya. Kovmak ne demek? Hep o Mert'in kanı bozdu kızımı. Asileşti, zaten öyleydi şimdi hiç de durdurulmaz.
Vartolu kendi kendine söylenirken Medet arkasından gelip onu dinliyordu. Vartolu Medet'i gördüğünde:
-Ne yapıyorsun Medet, ne yapıyorsun?
-Abi sen kimle konuşuyorsun?
-Kimseyle konuşmuyorum Medet.
-Abi odaya girsene Melek merak edecek.
-O kovdu zaten.
-Seni odadan mı kovdu?
-Evet. Ama hep o çocuğun kanı yüzünden oldu kızımın sakinliğini bozdu onun kanı. Biz bunun kanını geri versek düzgün biri kan verse olmuyor mu? -Yav abi olur mu hiç öyle şey?
-Olmaz da, öylesine söyledim işte. Mert 'çiği geldi özel bir şey konuşacaklarmış.
-Çok üstüne gitme abi yaşadıkları kolay şeyler değil.
-Neyse sen aldın mı eşyaları?
-Aldım abi bu valiz senin bu da Melek'in.
-Krem filan diyordu o bulabildin mi onları?
-Buldum buldum. Dolabın ilk rafındaydı ben de ne bulduysam getirdim.
-Tamam oğlum, sağ ol.
Vartolu kapıyı açar ve açtıktan sonra kapıya tıklar.
-Müsaadenizle girebilir miyiz acaba? Özel konuşmanız bitti ise.
-Baba, lütfen biraz sabırlı olur musun?
Vartolu kapıyı hiçbir şey söylemeden kapatmıştı. Yüzündeki ifadeden bozulduğu belliydi. Melek bunu ne kadar anlasa da o mesajı kafasından silip babasına inanamıyordu.
Mert: Melek, ne olduğunu artık söyleyecek misin? Bak sana o gün o kadar laf ettim, üzdüm seni. Affet, ben onları kötü bir amaç için söylememiştim.
-Onunla alakalı değil. Eğer bu düşüncelerini unuttuysan barışmamız da bir sakınca yok.
-O zaman barıştık. Sen bana ne söyleyecektin?
-Sana güvenebilir miyim? Başka anlatacağım kimse yok, birine anlatmam gerek.
-Tabii ki de güvenebilirsin. Seni dinlerim, yardım da ederim.
-Benim hiç annem olmadı. Yani olmuşta ben hiç tanımadım. Babam ben küçükken öldüğünü söyledi. Bana hamileyken hastaymış. Doğumdan sonra da ölmüş. Ona hiç sarılamadım. Beki oda beni hiç göremedi, doğduğum anda beni gördüyse o kadar. Doğum bittikten sonra beni yıkayıp babama vermişler, o giydirmiş beni. Sonra annemi odaya alacaklarında nabzının atmadığını görmüşler. Benim annem beni hiç sevemedi.(Melek sessizce ağlamaya başlar, Mert de aynı şekilde)
-Melek, annen senin kahramanın. Onu hep böyle hatırla.
- Bugün babama biri mesaj attı.
-Kimmiş?
-Yıldız abla bizim eski evin alt katında yaşayan kadın, hani üç çocuğu var ya o işte.
-Babanın o kadınla ne işi olur ki?
-Neden? Niye ki?
-Ya işte anlarsın ya o kadın şey de çalışıyor ya ondan dedim.
-Nerede çalışıyor?
-Sen bilmiyor musun?
-Hayır.
-Şey, pavyon gibi yerlerde .(Mert utanarak başını aşağı eğer)
-Benim babam öyle kadınlarla takılmaz Mert.
-Ya yok o yüzden demedim.
-Konuya dönebilir miyiz?
-Tabii.
-İşte o kadın babama bu mesajı attı o da kantindeydi ben okudum.
Mert mesajı okur.
-Canan annenin adı mı?
-Evet.
-Ya gerçek değilse.
-Benim kimliğimde de Canan yazıyor, Babamın götürdüğü mezarda da ama soy isim pek düzgün değildi, eski mezarlardan. Eğer gerçekten babam annemi sevseydi en güzel mezarı yaptırmaz mıydı?
-Haklısın ama babana sormadan hiçbir şeye kesin gözü ile bakamayız.
-Sakın babama söylersek bana asla doğuları anlatmaz.
-Soy ismi Helvacı değil mi?
-Bilmiyorum ondan bile şüpheleniyorum artık. Belki de ben evlilik dışında olan çocuğum.(Melek utanarak Mert'in gözlerine bakar)
-Sakın bir daha böyle bir şey düşünme, sakın. Tamam mı?
Melek başını sallar.
-Annen nerede yaşıyordu?
-Burada yaşıyormuş ama sonra babam ile tanışınca başka yere gitmişler. Zaten mezarı da burada.
-Baban nereli?
Melek tam Çukur diyeceği sırada lafı değiştirip:
-Çuk... Yani Muş. Doğma büyüme askerlikten sonrada bu işlere başlamış o zamanda oradan buraya geziyormuş tabi. Ben doğduktan sonra da aynı şekilde bir oraya bir buraya gezdik ama annem ile İstanbul'da tanışmışlar.
-Ben bir sordurayım. Fotoğrafı filan var mı?
-Maalesef, hiç görmedim.
-Peki, sen sakın umudunu kaybetme. Ben sana yardım edeceğim.
-Sana güveniyorum.
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Bölüm hakkındayorumlarınızı bekliyorum:)
![](https://img.wattpad.com/cover/276824752-288-k25952.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇUKUR (Babasının Meleği)
FanfictionMelek. Sadece kanatsız bir melekti o. Annesine yılların özlemini duyardı. Babasını herkesten çok sever, onu korumak isterdi. Babasının gözbebeğiydi o. Vartolu Sadettin'in biricik kızıydı. Vartolu'nun Çukur ile olan savaşında en çok zarar görecek ola...