Mert duydukları karşısında anlamsız bir ifade ile bakıyordu Melek’e. “O fotoğrafları baban gördüyse…”
Mert ’in cümlesini Melek tamamlamıştı “Babam görmüş zaten, bu yüzden de annemin yaşadığını bana hiç bir zaman söylemek istemeyecek. Ya ben ona ne yaptım?” Melek ’in son cümlesiyle Mert’in dolan gözleri, göz yaşlarını yavaşça ve sessiz bir şekilde akıtmıştı.
Melek, Mert’e bakınca “Mert, ağlıyor musun sen? Ağlama, beni de üzüyorsun böyle yaparak lütfen.” Mert masumca gözlerini Melek’in gözlerine dikmişti. Ellerini tutup konuşmaya başlamıştı “Melek, gidelim mi buradan?”
Melek duydukları karşısında ne diyeceğini bilmiyordu. “Mert, sen ne dediğinin farkında mısın?”
“Bak biliyorum babanı birakmak istemiyorsun, birakma da zaten ama seninde üzülmeni istemiyorum. Bir süre uzaklasalim herkesten. Söz veriyorum kendini ne zaman iyi hissedersen seni buraya, babanin yanina getirecegim.”
Melek, Mert’e saskin gözlerle bakmaya devam ediyordu. “Mert, sen gerçekten iyi misin? Sence böyle bir sey olabilir mi?”
Mert ellerini Melek’in elleriyle kavusturmustu. “Melek bak benim kimsem kalmadi burada, senden baska. Sen de iyi degilsin. Ya bir gun bile olsa beraber gidelim. Nereye gittigimizin bir onemi yok, sadece gidelim.”
Melek Mert’in anlattiklarini hem istiyor hem de istemiyordu. Melek’in dikkatini ceken o cumle “Kimsem kalmadi derken? Annen, baban onlar nerede?”
Mert gözlerini kacirarak konusmaya baslamisti. “Benim zaten babam yok, artik annem de yok.”
“Baban oldu mu? Sen bana bundan hic bahsetmedin.”
“Bahsetsem babam geri gelmezdi ki. Hem bosu bosuna seni de uzerdim.”
“Mert sacmalama istersen ben senin en yakin arkadasin degil miyim?”
Melek’in cumlesi Mert’in gizlerinin dolmasina sebep olmuştu. “Arkadaş?” Mert anlamayan gozlerle Melek’in agzindan cikan o kelimeyi tekrar etmisti. Arkadaş, sadece bir arkadaştı onlar… ötesi degillerdi. Melek Mert’in soylediklerini alderman Mert’e sarilmisti.
“Evet, arkadas. Madem artik bir ailen yok ben senin ailen olurum.”
Mert ellerini Melek’in siyah ve uzun saclarina dokundurmustu. Bu his bile onu cok mutlu etmişti. Onu anlayan, dinleyen ve seven biri vardi. “Mert annen, nereye gitti? Neden yok artik dedin?”
“Beni birakip gitmek istedi. Baska bir aile bulmaya…” Mert’in son cumlesi hem jendini hem de Melek’I derinden etkilemisti. “Baska biri mi varmis?”
Mert sinirle gozlerini yumarak basini sallamisti. “Ben babami kaybettigimde 6 yasindaydim. Annem cok aglamisti. Ben daha cok kucuktum, anlamamistim bile ne oldugunu. Çatışmada… çatışmada vurulmus. Çukur icin ölümü goze aldi yani.”
“Mert, uyumak ister misin?”
“Ne?”
“Çok yorgunsun, dizimde uyumak ister misin? Omuzlarimda cok yuk var beli onlar kaldiramaz ama dizlerim saglam hala yere basabiliyorum.”
Mert, Melek’in kurdugu cumleye uzgun bir tebessumle karsilik vermisti. Ardindan tereddut bile etmeden Melek’in dizine yatmis ve uyumaya baslamisti. “Ninni soylememi ister misin?”
Mert gulerek cevaplamisti. “Olur.”Bu bolumumuzde Vartolu agamizin biricik damadi Mert’in duygularini okuduk. Yorum ve oy vererek destek olur musunuz? Okudugunuz icin her birinize çok tesekkur ederim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇUKUR (Babasının Meleği)
ФанфикMelek. Sadece kanatsız bir melekti o. Annesine yılların özlemini duyardı. Babasını herkesten çok sever, onu korumak isterdi. Babasının gözbebeğiydi o. Vartolu Sadettin'in biricik kızıydı. Vartolu'nun Çukur ile olan savaşında en çok zarar görecek ola...