Yapbozları bitmişti.
-Kaç dakikada bitirdik baba?
-57 dakika. Gerçi ben olmasaydım yapamazdın ama.
-Yo yapardım.
-Şaka şaka yapardın tabii. Benim kızım her şeyi yapar.
Televizyon izliyorlardı. Vartolu'nun telefonu çalar.
-Baba telefonun çalıyor.
-Kim?
-(Sıkıntılı bir nefes vererek) Yıldız Hanım arıyor, bu saatte hem de.
-Sen bekle, dışarıda konuşup geleyim ben.
-Tamam.
Vartolu dışarı çıktığında Melek yatağından zar zor kalkıp kapıdan babasını dinlemeye başlamıştı.
-Buyurun Yıldız Hanım?
-Sadettin Bey, ben size bir numara vereceğim. Onu ararsanız iyi olur.
-Neden, kim ki?
-Canan, sizinle konuşmak istiyormuş.
-Siz atın numarayı. Konuşurum ben.
-Tamam.
Yıldız numarayı attığında, Vartolu konuşup konuşmamak arasında kararsız kalmıştı.
Melek: (İçinden) Hadi babaya biraz sesli konuş.
-Alo. (Katı bir sesle)
Karşıdan cevap gelmeyince Vartolu daha katı bir sesle konuşmuştu.
-Canan, sen misin? Ne konuşacaksan konuş hadi, işim gücüm var benim.
-Nasılsın?
-Çok mu merak ettin?
-Biz seninle iki yabancı olsak da kızının annesiyim ben. Bunu inkâr edemezsin.
-Sen kızımı hastanede bırakıp gittiğin zaman anneliğin bitti senin. Yine paramı dileneceksin?
-Hayır. Kızımı merak ettim, pişman oldum. Onunla konuşmak istiyorum. Annesinin yaşadığını bilsin.
-(Bağırarak) Asla olmaz, saçmalama.
Melek babasının bağırmasından ürkmüşçesine başını geri çekmişti.
-Bu benim hakkım. Kaç yıldır görmedim kızımı.
-Bunca zaman bir kere bile sordun mu? Kızımmış, senin gibi olsa, herkes anne.
-Eğer beni onunla görüştürmezsen, kendim bizzat bulurum. O zamanda sen düşünürsün. Bir daha senin yüzüne bile bakmaz.
-Sen beni kızımla mı tehdit ediyorsun?
-Ben olacakları söylüyorum. Biz kızımızı görmek istiyoruz.
- Kızınızı? Melek ne senin kızın, ne de o evlendiğin şerefsizin kızı. Melek benim kızım.
Telefonu kapatmıştı. Kızını kaybetme korkusu içini yerle bir etmişti.
-Melek hızla yatağına yönelmişti ki, babası içeri girmişti.
-Melek, sen niye kalktın?
-Su. Su içecektim.
-Yat kızım sen ben veririm. Al bakalım.
-Teşekkür ederim.
Vartolu bardağı masaya koyar. Kızının yanına yavaşça yatar.
-Baba, sen neden üzgünsün?
-Üzgün değilim kızım.
Vartolu kızı gerçekleri öğrendiğinde onu hayatından sileceği korkusu gitmiyordu.
-Melek, sen benim dediklerime her zaman güven olur mu?
-Başka kime güvenebilirim ki?
-Sarıl bakayım babaya.
23.00
-Baba, telefonuna mesaj geldi.
Vartolu mesaja bakar.
İş:
-Yarın sabah 09.00 gibi bizim eve gel. Konuşalım.
Canan'dı fakat Melek'in anlamaması için 'iş' diye kaydetmişti.
-Ne kadar para istiyorsun?
-Kızımı görmek istiyorum ben.
-Vermem.
Vartolu bütün mesajları silmişti.
-Baba, kim?
-Önemli değil kızım. Ben sabah burada olamayabilirim bir süre. Medet amcan yanında durur.
-Nereye gideceksin?
-İş güç işte babacığım.
-Tamam. (Üzülerek)
-Hadi uyuyalım.
-Yanımda yat.
-Rahat edebilecek misin?
-Ederim ben. O koltukta yatarsan belin tutulur senin.
-Çokbilmişe bak sen.
Oy ve yorum yaparak destek olur musunuz? Okuduğunuz için teşekkür ederim:)
![](https://img.wattpad.com/cover/276824752-288-k25952.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇUKUR (Babasının Meleği)
FanficMelek. Sadece kanatsız bir melekti o. Annesine yılların özlemini duyardı. Babasını herkesten çok sever, onu korumak isterdi. Babasının gözbebeğiydi o. Vartolu Sadettin'in biricik kızıydı. Vartolu'nun Çukur ile olan savaşında en çok zarar görecek ola...