Medet bir süre sonra gitmişti. Melek de uyuyordu. Vartolu kızının yattığı yatağa bakmıştı, aklına kızının doğduğu gün gelmişti.
Flashback:
Vartolu: Hemşire hanım nasıl kızım, iyi mi?
Hemşire: Gayet sağlıklı merak etmeyin. Şimdi yıkayacağız, getirdiğiniz kıyafetleri giydirelim kızınıza kavuşacaksınız.
-Ben giydirebilir miyim?
-Maalesef, sağlığa uygunluk açısından izin veremeyiz. Daha sonra gerektiğinde değiştirebilirsiniz.
Vartolu başını sağlar.
-Annesi nasıl? (İstemsizce)
-Şey, doğum bitince çocuğu görmek istemediğini söyledi. Odaya alındı, emzirmek istemiyormuş. Siz bir konuşun isterseniz.
-T-tamam.
Vartolu Canan'ın yanına gelir.
-İyi misin?
-Çok umurunda sanki.
-Kızımın annesi iyi olacak ki kızımda iyi olsun.
-Ben onun annesi filan değilim. Benden ona anne olmaz. Boşuna kandırma kendini.
-Emzirmen gerekiyormuş, bari bir yaşına kadar yanında kal.
-Gideceğim ben.
-Ben sana yeni bir hayat teklif ettim. Senden hiçbir şekilde karşılık beklemeyeceğimi de söyledim. Sadece kızımız kendinden emin bir yaşa geldiğinde de anlaşamadık, boşanıyoruz deriz.
-Ben Cengiz'in yanına gideceğim. O beni seviyor, o çocuk yanımda olursa beni sevmez.
-Sanki sen çocuğu almak istesen ben kızımın o herifin yanında büyümesine izin vereceğim. Senin hayatın da sevgi diye bir şey yok zaten.
-Al işte ne güzel biliyorsun. Sen de annenden biliyorsun herhalde.
-Bana bak, benim annem bütün hayatını bana adadı. Ömrü yetseydi yeni doğmuş torununa da aynı sevgiyi gösterirdi.
-Sonuçta annende benim yaptığım işi yaparken babanla tanışmamışlar mı?
-Ağzını topla!
O sırada içeri hemşire girer.
-Kızınız geldi.(Yumuşak bir sesle)
Vartolu'nun gözleri bir an mutlulukla, umutla dolmuştu.
-Kızım, Melek'im hoş geldin. Niye ağlıyor? Ne gerekiyor, acıkmışsa filan ben mama alayım.
-Aslında ağlaması çok normal. Annesinin sütünü istiyor, güvende olduğunu hissetmeli.
-Ben alayım kızımı, babasının kollarında güvende olur. Annesine veririm sonra, değil mi kızım?
Hemşire tereddütle ve üzüntülü gözlerle annesine ve Melek'in masum gözlerine bakmıştı. Sonra Melek'i babasının kollarına bırakmıştı. Melek ağlamayı bırakmıştı. Babası kızına bakınca masum yüzünden gözlerini alamıyordu.
-İsmini ne koymak istiyorsunuz?
-Kendisi gibi olsun. Hayatı tertemiz olsun, yüzü gibi Melek olsun.
-İsmi gibi temiz olsun. Bir ihtiyacınız olursa beni çağırabilirsiniz.
-Sağ olun hemşire hanım.
Vartolu Medet'i aramıştı:
-Medet, kızım doğdu. Kimliğini çıkartır mısın?
-Abi, geldi mi yeğenim? Hoş gelmiş ben hemen halledip geliyorum. İsmi Melek değil mi? Sen hep öyle istiyordun.
-Öyle Medet'im.
Telefonu kapatırlar. Vartolu kızını koklayıp onu incitmeden öpmüştü.
-Gel bakalım prensesim, hadi anneye gidelim.
-İstemiyorum ben. Sen de bakmayacaksan yurda filan ver ya da olmayan birine satalım en azından bir işe yarar.
-Ne diyorsun lan sen? El kadar çocuğun suçu ne?
-Doğru suçu yok. Biz suçluyuz, onun tek suçu bizim gibi insanların kızı olmak.
-(Derin bir nefes alıp) Emzirmen gerekiyormuş, bir sarıl, öp, kokla bari.
-İstemiyorum. Gidiyorum ben.
-Nereye gidersen git be. Ama sakın kızımın yanına bir daha yaklaşma, hak etmiyorsun sen.
Yüzünü bile görmemişti kızının, annesine bakmıştı minik Melek. Ama annesi yüzüne bile bakmamıştı.
Gitmişti. Kızının bir kere bile yüzüne bakmadan çıkıp gitmişti hastaneden. O kadar acıya rağmen vicdansızca bırakmıştı minik kızını.
15 dakika sonra:
Yatağa yatırmıştı kızını, yanına da kendi yatmıştı. Onunla vakit geçirmek hoşuna gitmişti. Medet'in araması ile kızının tuttuğu parmağını çekmeden telefona uzanmıştı.
-Alo Medet, hallettin mi?
-Evet abi. Geliyorum şimdi bir ihtiyaç var mı? Bez, kıyafet filan.
-Yok oğlum. Her şey var gel sen. Medet bak dinle yeğenini.
Melek gülme sesi gibi sesler çıkarıyordu.
-Allah! Abi ben çok merak ettim bu prensesi.
-Çabuk gel amca diyor sana.
-Hemen geliyorum amcam.
Gülüşürler ve telefonu kapattıklarında küçük Melek babasının gözlerine bir süre bakmıştı. Babası onu yavaşça öpmüştü. Melek rahatsız olmuşçasına geri çekilmişti.
-Sakallarım mı battı fıstık?
Melek babasının parmaklarını tutup emmeye çalışıyordu. Vartolu bu halini görünce:
-Babacığım, ben seni hiçbir zaman bırakmayacağım. Sakın korkma. Senin annen de, baban da bundan sonra benim.
Flashback sahnesi diğer bölümde devam edecek.
Okuduğunuz için teşekkür ederim:)
![](https://img.wattpad.com/cover/276824752-288-k25952.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇUKUR (Babasının Meleği)
FanficMelek. Sadece kanatsız bir melekti o. Annesine yılların özlemini duyardı. Babasını herkesten çok sever, onu korumak isterdi. Babasının gözbebeğiydi o. Vartolu Sadettin'in biricik kızıydı. Vartolu'nun Çukur ile olan savaşında en çok zarar görecek ola...