Melek. Sadece kanatsız bir melekti o. Annesine yılların özlemini duyardı. Babasını herkesten çok sever, onu korumak isterdi. Babasının gözbebeğiydi o. Vartolu Sadettin'in biricik kızıydı. Vartolu'nun Çukur ile olan savaşında en çok zarar görecek ola...
Vartolu çocukları gönderdikten sonra asıl konuya girmişlerdi.
-Sadettin bey, dediğiniz gibi kadını buldum. Mektubu da verdim okuduktan sonra hiç bir şey hissettiğini sanmıyorum verdiğiniz karar Melek için en iyisi. Zaten annesinin yaşadığını öğrenirse sizle olan iletişimini bir süre kesmek isteyecektir. Sırf size inat olsun diye annesin de kalmak isteyecektir. O kadın annelik yapamaz, hem evlendiği adam da onun gibi düşüncesiz, ruhsuz, kaba saba bir adam. Mahalleli adamdan da kadından da şikayetçiymiş . Adam sapık herifin teki. Melek, annesinin yaşadığını bilmesin.
-Haklısınız Yıldız hanım. Melek'i hiç sordu mu? Yani saçını, gözlerini, nasıl biri olduğunu filan.
-Anladım. Yıldız hanım siz bu konuda Melek'e hiç bir şey söylemeyin. O böyle şeyleri kaldıramaz.
-Merak etmeyin. Sadettin bey, bir de ben parayı kadına verdim ama 'Kızının annesine bu kadar mı değer biçiyormuş?' dedi şimdi yanlış anlamanızı istemem parayı kendim alacağımı düşünmenizi istemiyorum, o yüzden siz veya adamlardan birini gönderebilirsiniz sonra başınızı ağrıtmasın.
Medet: Remzi.
-Efendim abi.
-Adamlara söyle tırdaki mallar indirilirken başında dursunlar.
-Tamam abi.
Medet, mutfakta Remzi ile konuşurken Melek odadan sessizce çıkmıştı. Babası ve Yıldız'ın konuştuklarını dinlemek için kapının hemen yanında duruyordu.
-Aşk olsun Yıldız hanım olur mu hiç öyle ama madem adam iyi biri değil, sizin gitmeniz doğru olmaz.
-Peki.
-Yıldız hanım, çok sağ olun. Bana o kadar yardım ettiniz ki kızım için en iyi karar buydu.
-Ne demek. Biz kalkalım artık.
-Yıldız hanım, ben Çukurdaki sünnet olamayan çocuklar için sünnet düğünü düzenliyorum da, yani yanlış anlamayın yardım amaçlı hem size bir teşekkür etmiş olurum.
-Mustafa, oğlumun adı Mustafa Yılmaz. Sünnet listesine yazarsanız sevinirim. İyi aşamlar.
-İyi akşamlar.
Yıldız ve çocukları gider. Vartolu Melek'i orada görünce afallar.
-Melek.
-Efendim baba.
-Sen oda da değil miydin?
-Evet, odadaydım. Yıldız ablanın gittiğini duyunca çocuklarla beraber çıktım.
-Yıldız abla?
-Evet. Yıldız abla.
-Hani nefret ediyordun sen.
-Artık etmiyorum. Hem kadının üç tane çocuğu var onları eşek kadar kızı olan bir adama kakalamak istemeyecek kadar iyi biridir herhalde.
-Eşek kadar kızı olan bir adam.(Vartolu gülmekten konuşamaz)
-Yaaa... Bir an ağzımdan kaçtı eşek kadar değilim ben. Daha minicik bir kızım, parmak kız kadarım bak.
-Küçül de cebime gir Melek. Eşek kadar ve parmak kız he. Hiç güleceğim yoktu Melek ya.
-Gülme o zaman, komik mi?
-Tabii komik.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
