~GERÇEKLER~

6.4K 224 19
                                    

~Dünden yaralarım yarına giderli~
                         Adamlar-sarılırım birine

-. -. - -. - - -. - -. - - -

Rüyamda göremeyeceğim kadar büyük bir binanın önünde dikilmiş duruyordum. Çünkü ne yazık ki ben bu binayı rüyamda görebilecek kadar bile vizyonlu değildim. Arabaya bindikten 15 dakika sonra otuzluk adam beni buraya atmıştı. İçeride beni beklediklerini söyleyip bir anda yok olmuştu. Telefonumdan saate bakıp 4'e gelmek üzere olduğunu fark ettim. Daha fazla burada durursam kazık çakabileceğim için hızlı adımlar ile içeriye doğru yürüdüm. Ortam şu an beni gerim gerim gerse de bu Levent denen adam kim bilmiyordum o yüzden karşısında ezik gibi değil dimdik durmaya çalışacaktım. Ben içeriye girer girmez siyah uzun saçlı, 30 cm topukluları sayesinde benden uzun gözüken bir kadın karşıma dikildi.

"Merhaba ben Ezgi, Sen de Nehir olmalısın canım beni takip et." Cevap vermemi beklemeden konuşan kadına kafamı salladım. Genelde kitaplarda böyle şirketlerde çalışan kadınlar yayık ağızlı olmuyor muydu? Bu kadın bana gayet normal gözükmüştü tabi taramalı tüfek gibi konuşmasının dışında... Kadın önden önden yürürken bende etrafımı inceleme operasyonu başlattım. Bej renginin hakim olduğu bir şirketti etrafta bir sürü kafasını masaya gömmüş harıl harıl çalışan insanlar vardı. Dümdüz şirket olması incelememi eğlencesiz kılıyordu. Çünkü böyle şirketlerin her yerinden yakışıklı erkek insanların çıkması gerekiyordu!

Ben etrafımı keserken asansöre binmiş hatta inmiş kırmızı bir kapının önünde bekliyorduk kadın sevecen bir sesle burada beklememi söyleyip yanımdan ayrıldı. Kendimi Narnia günlüklerinde sihirli dolaptan geçen Lucy gibi hissediyorum. İçimdeki heyecan gittikçe gün yüzüne çıkıyordu ve sırtımdan aşağıya soğuk suların akmasına sebep oluyordu. Sonuçta bu durumun sonunda Bokta çıkabilirdi. Terleyen elimin terini formama silerken kapı açıldı karşımda 40'lı yaşlarında uzun boylu saçları ve sakaları grileşmiş bir adam duruyordu. Adamın kırk yaşında olmasına rağmen paçalarından akan karizma gözlerimi yaşartmıştı. Aklıma kel toynak gelince kaşlarımı çattım o anca evde götünü büyütür çizgili pijaması ile aylak aylak dolaşırdı.

Bana kapıyı açıp eli ile geçmem için işaret verdi. Odaya girince adam beni kahverenginin hakim olduğu deri sandalyelere oturttu.

"Uzun konuşacağız, ayakta durmak istemezsin" Sanırım karşımdaki adam Levent Bey'di.

Çok zeki olduğumdan bahsetmiştim.

"Nehir, ben Levent Arslan. Seni buraya aniden çağırdım ve aklının karma karışık olduğunu biliyorum. Ama senden istediğim rahat olman. Ben geç kalmış bile olsam şimdi sana normal hayatını vermek istiyorum." Adamı hiç kesmeden dinlemeye devam ettim. Zaten heyecandan cümle bile kurmayı unutmuştum. Belli ki zaten bildiklerini anlatacaktı. Adam kısa bir an bana bakıp konuşmamı bekledi konuşmayınca da tekrardan konuşmaya devam etti.

" Bak Nehir, ben senin öz babanın yıllar önce iş ortağıydım. Senin bu halde olmanın sebebi bir nevi benim. Yıllar önce annenle aramızdaki dostluk çok değerliydi ve çok fazla ilerlemişti. Yanlış anlama kötü bir şekilde ileri gitmedi bu ilişki fakat öz baban bunu asla kabul etmedi, yani etmemiş. Bende bunlar 2 sene önce annenin bana bıraktığı ama bana geç ulaşan mektuptan öğrendim. İstersen önce mektubu oku sonra anlatmaya devam edeyim." Levent bey çekmecesinden bir kağıt çıkarırken bende hala daha işin ucu bana ne zaman dokunacak diye bekliyordum. Levent Bey kağıda hüzünlü bir bakış atıp bana doğru uzattı bende elime geçen beyaz kağıdı beklemeden açıp okumaya başladım.

Levent, dostum;

Bu mektubu yazmamayı çok isterdim fakat yazmak zorundayım. Çünkü kızımın tek ümidi sensin. Bu satırları sen Amerika'ya gittikten sonra yazıyorum. Sen gittikten 1 ay sonra hamile olduğumu öğrendim. Fakat Mehmet dostluğumuzu yanlış anladığı için bebeği senden sanıyor. Artık ne söylersem söyleyeyim Mehmet beni dinlemiyor. Defalarca gerçekleri anlatmama rağmen bana inanmadı. Seninle aramızda bir ilişki olduğunu ve kızımızın senden olduğunu sanıyor. Ona test yaptırmak istediğimi söylesem de bunun duyulacağını ve itibarının yok olacağını söyledi. Artık yapacak hiçbir şeyim kalmadı sana yazmak dışında, Mehmet ile aramızda ki aşkın bile değeri kalmadı... Sadece aklındaki yanlış fikre kapıldı ve bizi bitiriyor.

YENİ HAYAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin