~DOĞUM GÜNÜ~

922 53 10
                                    

"Koğuş kalllkkkkkk" elimdeki tencereye çelik kepçe ile vururken aynı zamanda Uzay'ı uyandırmadan savaş ve yiğit gerizekalılarını uyandırmaya çalışıyordum.

Bugün Uzay kekim 1 yaş daha büyüyecekti ve resmen benim ellerimde büyümüştü kerata. o yüzden ona Savaş ve Yiğit'i alarak en güzelinden bir parti ve 10 parmağını yiyeceği bir pasta yapacaktım.

"Lan saat daha sabahın dokuzunda  arasına koyayım. Daha karganın boku bağırsağına inmedi. " Savaş'ın sesi biraz fazla çıkınca elimdeki kepçeyle kafasına vurdum.

"Bağırmadan konuş malak Uzay'ı uyandırmamız lazım." Neyse ki Savaş ve yiğit birlikte kaldığı için şanslıydım.

"Uzay'dan gizli iş çevireceksek ben yokum." Yiğit bir anda mumya gibi yataktan dikilip Robot gibi bir sesle aynı bu cümleleri kurdu.

Gerçekten bu ailede en büyük şhipim UzYiğ şhipiydi.

"Ya bi saçmalamayın da gözlerinizi açın." İkisi de kem küm edip en sonunda gözlerini açtılar. Onlar gece gergedan dövüşü yapmış gibi gözükürken ben saat 8 de kalkıp bugünün şerefine elbise kombini yapmıştım.

 Onlar gece gergedan dövüşü yapmış gibi gözükürken ben saat 8 de kalkıp bugünün şerefine elbise kombini yapmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Çanta yok)

Yiğit ve savaş beni baştan aşağı süzdüler.

"Önce bana bu elbise için ikna edici sonra da yüce yiğit hazretlerini sabahın dokuzunda kaldırdığın için daha ikna edici bir açıklama yap yoksa seni bir kaşık Nutella da boğarım."  Yiğit'in tehdidi gözüme tehditten çok ödül gibi gelse de neyse ki gerçekten geçerli açıklamam vardı.

"Öncelikle kabız olmuşumda içimde beni kıvrandıran bok olan Yiğit sana kıyafetim hakkında açıklama yapmayı reddediyorum. Ve sizi başınızın ucundaki telefondan tarihe bakman için davet ediyorum." Yiğit ilk yaptığım benzetmeye yüzünü buruşturdu sonrada başında ki telefondan tarihe baktı. Tabi bu sırada savaş domuz sesi çıkararak gülüyordu.

"Oha bugüne helalimin doğum günü!!" Sessiz olmaya çalışarak alkış tuttum.

"Aferin benden bir adet kırmızı kurdaleli nazar boncuğu kazandınız." Eğilip cebimden ilk okulda öğretmenimin takması için 40 takla attığım kurdalelerden iki tane çıkarıp ilk Yiğit'in sonra da Savaş'ın yakasına taktım.

"Ama lütfen atlamayalım ki daha doğmadı şuan anamın karnında çıkmak için savaş verdiği saatlerdeyiz. Yani Savaşın doğumuna tam olarak 10 saatimiz var." İkisi de şaşkınlıkla bana baktı. Eh bu bilgileri öğrenmek için sabahın dokuzunda kalkmıştım sonuçta.

"Peki Elçin Nur Su Gül bana o bal sözcüklerinle cevap ver neden 10 saatimiz varken uyandırıldık." Evet uyandıklarında beri sordukları en mantıklı soru buydu.

YENİ HAYAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin