Bismillah diyip başlayalım ilk bölümümüze beğenip yorum yapmayı unutmayın.....
İlk bölüm müziğini sizin yazmanızı istiyorum... Şimdiden teşekkür ederim :))))
"Ben yoruldum hayat gelmeeeee üstümeeeee" gözlerimi bir klişeyi yaşayarak alarmın müthiş sesiyle araladım. Nerede olduğumu anlamaya çalışırken boğazım da toparlanan yorganımı fark ettim. Çünkü kendisi boynum da toplanmış nefes almamı engelliyordu.
Hayat yorganımla bile bana meydan okuyordu!
Daha fazla nefessiz kalmamak için Yorganı üstümden atıp yatağımdan doğruldum. Evimde beni köle gibi kullanan, bir (insan demeye utandığım varlık) olduğu için erkenden kalkıp bütün işlerimi bitirip okula kaçmam gerekiyordu. Doğrulduğum yerde birbirine girmiş kızıl saçlarımı elimle düzeltip banyoya girmek için yerimden ayaklandım.
Gözlerim aynada ki yansımama kayınca olağan bir şekilde başımı salladım. Aynada kendi yansımam vardı! hiç şaşırmadan yüzümü incelemeye başladım. bir gün Krem dizisinde ki gibi aynadaki görüntümün değişeceğini düşünmek beni çok tedirgin ediyordu. Herkesin vardır minik ayna fobileri işte benimki de buydu. İçimden boş yapmayı kesip sonunda banyoya girdim. Hayatta tek şanslı olduğum konu buydu çünkü üvey babam beni daha az görmek için tek banyolu odayı bana vermişti. Eh tabi benimde işime geliyordu.
Yüzümü yıkadıktan sonra Aynanın karşısına geçip tekrardan kendime baktım. Tekrardan kendimi incelerken sessiz sessiz söyleniyordum. "Allah'ım beni gerçekten özene bezene yaratmışsın ama sabahları değil!" söylenmem bitince son kez kendime yüzümü buruşturup odadan çıktım. Üvey babam uyanmadan işlerimi bitirsem iyi olacağı için hemen işe koyuldum. İşlerimi yaparken de dün yanıma gelip benimle önemli bir konuşma yapacağını söyleyen sevgili! kel toynağımı düşünüyordum. Kim bilir neler saçmalayacaktı!
Akşamdan kalan mutfağı toparlarken aynı zamanda kendime sultan sofrası hazırladım. Nutella ve süt bence gayet şöhretli bir ikiliydi. Elime gelen bir gün daha dursa taş olarak hayatına devam edecek ekmeğe Nutella sürüp ağzıma attım. Kel toynağı kahvaltıda gördüğümde moralimin bozulup iştahımın kaçacağını bildiğim için hızlı hızlı yiyordum. Zaten o benim kahvaltı yaptığımı görse burnumdan getirirdi. Gözümün önüne gelen burnumdan Nutella akması görüntüsünü kafamı sallayarak yok edip kahvaltıma devam ettim. Hayal gücü deyince üstüme tanımazdım.
"Demek buradasın bende korkup kaçarsın diye düşünmüştüm." kapının önünde beliren kel toynak sinsi sinsi gülüp kel kafasını kaşıdı. "Bugün konuşacağımız konu önemli ama sana önden bir ipucu vereyim bu hafta sonu için kendini hazırlasan iyi olur!" keyifli gelen sesi mideme giren iki lokma ekmeği dalgalandırırken bu yetmezmiş gibi beyaz atletini çizgili pijamasına sokmuş tüm çirkinliği ile görüntümü bozuyordu. Sesinden anladığım kadarıyla kendisi yine benim başıma çorap örecek bir şeyler planlıyordu. "Niye?" bezgin çıkan sesim ile gözlerini bana dikip ters ters baktı. "Çünkü keyfim ve kahyası öyle istiyor bana karşı mı geliyorsun sen?" sonlara doğru yükselen sesi beni yerime sindirirken kafamı olumsuz anlamda sallayıp mutfaktan kaçtım. Bozulan moralimi yerine getirmek için en iyi terapi olan Azer bülbül-İlle de sen remix açıp kalan işlerime gömüldüm. İşimi hızlı bitirirsem okula yetişebilirdim boşuna karga bokunu yemeden kalkmamıştım sonuçta. Kel toynak iğrenç bir adam olsa da beni okula gönderiyordu. Üstelik şanstır ki ben okulu sevmiyordum. Neyse ki kimsenin okulu sevmediğine inandığım için içim rahattı.
Nerdeyse 20 dakika sonra işlerimi bitirip hazırlanmak için mink çöplüğüme döndüm. Hazırlanırken minik bir Cafer konuşması yapayım. Bendeniz Nehir Elçin kaya 17 yaşında hayatı üvey Kel toynağı tarafından mahvedilmiş bir kızım. 1,70 selvi boyum kızıl renginde saçlarım ve yeşil gözlerim var. Taliplerimi bekliyorum. Fakat lütfen üvey olduğumu ve dünürünüzün bu toynak olduğunu unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ HAYAT
ChickLitYıllar önce babamın yaptığı bokluk yüzünden 17 yılım heba oldu. Şimdi o boku temizlemek bana düştü. Ben kimiyim Nehir Elçin soy ismimden bende pek emin değilim. Üvey keltoynaktan kaçarken kendimi Gerçek ailemin kucağında buldum. Peki buna alıştım m...