~SÜRPRİZ~

1.8K 81 14
                                    

"Lan ben duramıyorum hani bunlar istek dışı hareket etmiyordu. Teyze çık önümden bak ben bilmiyorum uçarız birlikte aşağıya." Ayağımdaki uzun spatulalar kontrolüm dışında yokuştan aşağı inmeye başlayınca çığlık atmaya başladım.

" Abi elçin modemi söktü götürüyor. " Uzay arkamdan bağırınca ben hala daha yokuştan aşağıya ne yapacağımı bilmeden kayıyordum. Daha kötüsü karşımda teyzeler vardı. Haddime değil ama sizin neyinize teyzeler daha mükemmelliyetçiler kraliçesi ben bile kayamıyorum.

Teyzelere laf etme o senin yeteneksizliğin.

"Lan birşey söyleyin yardım edin bowling topu gibi deviricem herkesi." Savaş kahkahalar atarken diğerleri yapmam gereken bi kaç taktik sayıyordu. Fakat sürtünme kuvveti mi dersiniz soğuktan kulak zarımın donmasından mı çoğusunu anlamıyordum.

"Tamam elçin taktik maktik yok sen zeki kızsın bam bam bam " dizlerimin üstüne çöküp hızımı azaltmaya çalıştım. Daha da hızlanınca korkuyla çığlık attım. Ve tam o anda teyzeye çarpacakken teyze bacaklarını açınca bacaklarının arasından geçip kaymaya devam ettim. İyi tarafından bakalım.

En azından yaralı yok.

"Aferin teyze kaptın sen bu işi." Yanımda duyduğum sesle kafamı kaldırdım. Aras Su nası ya?

"Elçin beni dinle abicim" Abicim? Hala daha dolaptayım dondum halüsinasyon mu görüyorum lan.

"Şimdi kendini yavaşça yana bırak çabuk ol yoksa birine yada bir yere gireceksin." Tövbe estağfurullah arascım o nasıl söz öyle.Bana yetişmek için hızını ayarlamakta zorlandığı belliydi. Dediğinden bi bok anlamsamda aman ne olabilir ki en fazla diyip kendimi bir bok çuvalı gibi yana fırlattım.

Hiçbir şey olmadı. Sadece suratım kara gömüldü. Parkelerden kara geçiş. Severiz.

"Elçin sen nasıl bir bahtsızsın bu yıl başı hediyen bu senin yılın bahtsızı ödülü." Yiğit'in gereksiz sesi ile kafamı kardan çıkardım.

"Öyle deme Yiğit bugünde ölmedik çok şükür de. " Mert abim ayaklarımdaki spatuları çıkarıp beni kaldırdı. Allah'tan tam koruma altındaydım.

"Bence bu kayak işini zirvede bırakalım biri sakatlanmadan." Doruk abim sözünü bitirmeden Uzayın çığlığını duyduk. Savaş sırtına tekme atmıştı ve biraz önce benim devirmeden geçtiğim kadınların üzerine düşmüştü.

Kaderleri buymuş.

"Klasik SARGINLAR" toprak beni kolunun altına alıp yürütmeye başladı.

"Annemler gelmiş. Sizin donduğunuzu duyunca direk yola düşmüşler." Ahh o mesele dünkü olay. Abimler Savaşla benim tabiri caizse ağzımıza sıçmıştı.

Hayır sanki benim suçum neydi ben odamda televizyon izliyordum.

Revire gittiğimizde çikolata yememizin hipoterminin önüne geçtiğini fakat o kadar fazla yememizin olası bir tehlike yaratacağını düşündüğü için bizi 2 saat gözetimi altında tuttu.

Saçmalık. Online eğitimle doktor olunca ben. Sonra biraz tanışma dolaşma derken günün yorgunluğu ile yatmıştık. Güzel yanı anonimim sesi kesilmişti.

Sabah yine canım kuzenlerim ve abilerim tarafından uyandırılıp kahvaltıya oturturuldum. Sonra da bari uludaga geldik kayak yapalım dedik.

"Ee hadi otele madem zaten acıktım." Mert abimin sesi ile bakışlarım ona döndü ah benim doymayan kekim.

"Sakın bir şey yemeyin benim yemek için çok iyi bir planım var." Bunu diyen Yiğit'i ve o kısacık anda Savaş ile bakışmalarını yakaladım.

Kötü şeyler olacak hissediyorum.

YENİ HAYAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin