Katarina'nın Planı.

416 42 39
                                    

Evin terasından Ay çok net gözüküyordu. Balkon geniş, ince demirler ve yüzüne vuran hafif rüzgar esintisi Kemal'e ilham getirmişti. Hafif rüzgar'ın Theon ve Kemal'in saçlarını uçurmasıyla Theon cebindeki sigarasını çıkarttı. Ardından Kemal'e de uzattı. Kemal başını geriye atarak reddetti.

"Sevmiyorum."

"Canım sıkkınken içerim. Canımı sıkan sen olduğun için içmek zorundasın." Dedi Theon sigarayı daha çok Kemal'e uzatırken. Kemal sigarayı alıp dudaklarının arasına koydu, ardından konuştu.

"Neden sıkmışım canını?"

"Durgunsun."

"Sen de benim canımı sıktın."

"Ne yaptım?" Dedi Theon sigarasını yakarken. Kemal, gökyüzündeki Ay'a bakıp konuşmaya devam etti.

"Şarkıcıyı değil Kemancıyı istediğini söylemiştin."

Theon Kemal ile arasındaki mesafeyi kapatıp yanına doğru yaklaştı. Demirliklere yaslanmış manzaraya bakarken Kemal'e döndü.

"Yalan söylemedim."

"Yalan söylesen anlardım zaten."

Theon Kemal'in bu ukala davranışına karşı sinirlenip tekrardan manzaraya döndü. İkisi de düşüncelerine kapılmış teras'a vuran ay ışığı eşliğinde manzarayı izliyorlardı. Sinirlenmesi gereken zaman değildi, Kemal'in böyle söylemesi onu rahatsız etti. Aslında Kemal'e değil, nişanı atamadığı için kendine sinirliydi. Theon tekrardan Kemal'e dönüp uzun süren bu sessizliği bozdu.

"Aslında bugün nişanı atacakt-"

Theon sözünü bitirmeden Kemal yakasından tutup kendine çekti.

"Kes sesini Yüzbaşı."

Dudaklarının arasındaki sigarayı Theon'un dudağına doğru yaklaştırarak sigaralarını birleştirdi. Böylelikle Theon'un sigarasının ateşiyle kendi sigarasını yaktı. Theon Kemal'e yaklaştığında kalbi çıkacak kadar hızlı atıyordu. Dudaklarına yaklaştığında sigarayı değil dudaklarına dokunmasını tercih ederdi, belki de daha fazlasını. Kemal içine çektiği sigara dumanını dudaklarının arasından geri bırakırken gözlerini Theon'un onu izleyen gözlerine çevirdi.

"Sigara ikram ediyorsun lâkin benimkini yakmıyorsun."

Kemal Theon'un yakasını bırakıp ağzındaki sigarayı parmaklarının arasına aldı.

"Tatsız."

"O şiir." Dedi Theon tebessüm ederken. "O şiir banaydı değil mi?"

Theon'un aklına takılan şey konudan tamamen bağımsızdı. Theon'un bunu düşünmesi fikri Kemal'in hoşuna gidiyordu. Daha doğrusu Theon'un olduğu her fikir Kemal'in hoşuna gidiyordu.

"Hangisi? Hatırlamıyorum bile."

"Gözlerime ve öpülesi diye bahsettiğiniz dudaklarıma bak, gelir aklına."

"Çok biliyorsun sen."

Theon gülümseyerek daha çok Kemal'in yanına yanaştı. Parmağındaki yüzüğü cebine koyup elini Kemal'e doğru uzattı.

"El ele tutuşalım mı?"

"İzin mi istiyorsun?" Dedi Kemal gülerek. Theon'un elini sıkıca tutup küçük bir öpücük kondurdu. Elini tutmadan önce yüzüğü çıkardığını da fark etmişti, Theon'un nasıl bir durumda olduğunu anlayabiliyordu bu yüzden alttan almayı seçti. Kemal'in gözlem yeteneği tam da Al Sancak gibi birine yakışırdı. Kemal diğer eliyle Theon'un belini kavrayıp kendine çekerken kollarını Theon'un vücuduna doladı. Bu hareketiyle Theon'a sıkıca sarılırken bir yandan da gülümsüyordu. Theon Kemal'in bu ani hareketlerine hâlâ alışabilmiş değildi, dünden beri beklemediği şeyler söyleyip yapıyordu ve bu da Theon'u oldukça utandırıyordu. Theon Kemal'in kokusunu içine çektiğini fark ettiğinde gözleri büyüdü. Kemal'in bu hareketi Theon'u değerli hissettirmişti. Kemal'in Theon'a dokunuşu, seslenişi, bakışı, her bir hareketi onu özel hissettiriyordu. Theon Kemal'e sıkıca sarılıp başını omzuna koydu. Kemal saçlarını okşarken Theon gözlerini kapatıp kendini Kemal'in kollarına bıraktı. Theon da Kemal'in kokusunu içine çekip dudaklarını bembeyaz solgun boynuna bastırdı. Yumuşak dudakları tenine değerken uzun bir süre boyunca ayırmadı dudaklarını Kemal'den. Kemal öyle eşsiz kokuyordu ki, bu Kemal'i daha da çekici yapıyordu. Kemal'in aman aman bir kokusu yoktu aslında, bu koku Kemal'in üzerinde olduğu için eşsiz ve güzeldi. Kemal Theon'un boynuna küçük bir buse kondurduktan sonra konuştu.

Anlat ya Kemal. (Boy X Boy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin