Elizabeth Roth.

282 25 47
                                    

Feride aşağı döndüğünde diğerleri Kemal'i dört gözle dinliyordu. Feride yanlarına sandalye çekip oturdu, ardından Elizabeth Roth'un fotoğrafını eline alıp incelemeye başladı. Selim, Feridenin omzunun üzerinden eğilerek fotoğrafa baktı.

"Yuh, hatuna bak lan."

Feride Selim'e yan gözle bakıp fotoğrafı hafifçe kafasına vurdu. Ardından fotoğrafı Kemal'e uzattı. Elizabeth Roth uzun dalgalı siyah saçlara, bembeyaz bir tene, baktığında okyanusu andıran masmavi gözleri ve dolgun kırmızı tonlu dudaklara sahipti. Ferideden birkaç santim uzundu, genel olarak uzun boylu ince belli zayıf bir kadındı. Bir o kadar da zarif. Kemal fotoğrafı alıp dosyaya koydu, diğerlerinin üzerinde göz gezdirdi.

"Dedektifin gelmesinin üzerine Konstantaraslar balo tarzı bir şey düzenliyor. Sanırım Al Sancak olan bana moralimizi bozamazsın tarzı bir gönderme. Bu gönderme yapılırken Komustan Lambros Al Sancak'ı davet ettiğinden bir haber. Ayrıca, mekanın alt katında yasal olmayan şeyler dönüyor. Tahir sen oradan sorumlusun." Kemal, parmağını masanın üzerindeki Konstantaras ailesinin fotoğrafında gezdirdi. Komutan Lambros'u işaret ederken konuşmaya devam etti. "Feride sen ve ben ise üst katta baloda olacağız. Ali ve Selim ise yanımızda duracak. Olabildiğince dedektifi izleyeceğim. Muhtemelen Konstantarasların yanında olur. Mariayı kullanarak yanlarına gidebilirim veyahut selam vermek için de gidebilirim. Eğer bunu yapmazsam sadece uzaktan izleyeceğim, Feride sense Konstantarasların içine gireceksin. Nasıl yapacağın sana kalmış, plan bundan ibaret. En sonunda edindiğimiz bilgileri bir noktada toplayıp birleştireceğiz."

Kemal, katlamış olduğu gömleğinin kollarını düzeltirken Tahir ve Feride kafa salladı. Tahir, masanın üzerinde duran Theon'un fotoğrafını işaret parmağı ile gösterdi.

"Peki ya Theon?"

"Theon şu an konumuz değil, tehlike arz etmiyor. Ben ailesinin içindeyken Al Sancak'ı aramak uğruna boşa kürek çekmeye devam edecek büyük ihtimalle."

"Ben Theon'u tehlike olarak görüyorum." Dedi Feride Theon'un fotoğrafını eline alıp. "Yunanlar da harika bir silah olarak görüyorlar eminim ki. Theon Konstantaras'ın bu kadar önemli bir isim olmasının sebebi soyadı değil, ta kendisi."

"Elbette!"

Dedi Kemal. Theon'un fotoğrafını Feridenin elinden alıp gazetenin altından çıkardığı kağıtları Feride'nin önüne serdi. Bunlar Theon'un özgeçmişiydi, başarılarından tut yaptığı her şeye kadar kağıtlarda yazıyordu.

"Theon çok zeki biri. Eğer Al Sancak ben olmasaydım onu çoktan bulup canını alacağını varsayıyorum. Lâkin şansına küsmeli ki Al Sancak benim ve Theon benim için bir engel değil."

Feride, Tahir ve Kemal plan hakkında konuşurken Selim Ali'nin yanına sandalyesini yaklaştırdı. Yavaşça yanaşıp kulağına doğru fısıldadı.

"Onlar kim lan?"

"Theon Konstantaras'ı da tanırsın, hiç mi gazeteye bakmıyorsun?"

"Yoo."

Kemal, fotoğraflar dosyaya koyarken Tahir de boş bardakları topluyordu. Selim fısıldamayı kesip sesli konuştu.

"Bu arada kaç yaşındasın sen?"

"16."

Selim, Ali'nin yanaklarını sıkmaya başladı.

"Sen bir bebeksin!"

"Sen kaç yaşındasın?"

"17."

"Çok büyükmüşsün."

Anlat ya Kemal. (Boy X Boy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin