Elizabeth terastan dışarı doğru yeni yakılmış sigarasını yudumlarken yanında asabi bir şekilde duran Maria'ya baktı.
"Ne o? Üzerinde kara bulutlar var sanki."
"Bir şeyim yok." Dedi başını terastan dışarıya doğru çevirerek Maria. "Kemal ile babam gittikten sonra senin keyfin ayrı bir yerinde gibi, bir husus mu var?"
Elizabeth sırıttı. "Buraya geliş amacıma birer birer yaklaşıyorum."
"Buraya geliş amacın Kemali tavlamak mı?"
Elizabeth Maria'nın bu dediklerinden sonra başını yukarı kaldırdı. Dudaklarının arasından bıraktığı sigara dumanı gökyüzüne karışırken gözlerini Mariaya çevirdi.
"Hayır. Ne o, kıskandınız mı küçük hanım? Görüyorum ki Kemale karşı ilginiz var."
"Hayır, Kemal ile ilgilenmiyorum."
"Her kız onunla ilgileniyor."
"O her kızla ilgilenmiyor ama, bunlardan biri sensin, diğeri de ben." Dedi sinirle Maria dedektife bakarak. Dedektifin bu duraksamış bakışlarından sonra Maria sırıttı. "Ne o? Seninle ilgilenmediğinin farkında mısın yoksa?"
Elizabeth kıkırdadı, Marianın aksine gayet sakin bir şekilde konuşuyordu. "Sen zeki bir kızsın, senin gibi bir kız tam da Konstantaras ailesine yakışır. Ama güzelim, Kemal benimle ilgileniyor lâkin ilgisi senin düşündüğün türden değil."
"Ne demek istiyorsun?"
"Tavlamak veyahut hoşlanmak, Kemalin yanımda durma sebebi bunlar değil." Elizabeth Mariaya yaklaşıp dudağına dudaklarını bastırdı, ufak bir öpücük kondurdu. Maria Elizabeth'in bu hareketine karşı şaşırarak geri çekildi. "Ne kadar ayıp!"
"Ayıp mı?" Dedi gülerek Elizabeth. "Size medeniyet daha gelmedi mi?"
"Ne vakit dalga geçmeyi kesersiniz, işte o vakit konuşuruz."
Maria sinirlenmiş bir şekilde masadaki şarabını eline aldı. Arkasını dönmüş kapıya doğru giderken duraksadı, tekrardan arkasını dönüp Elizabeth'e baktı.
"Ayrıca, aklınızda ne var, ne planlar yapıyorsunuz bilmiyorum ama Kemal size göre oldukça zeki biri. Ne vakit siz onu aptal yerine koyarsınız, işte o da o vakit aptal rolü oynar."
Tahir olayı Kemal'e kısaca özet geçtikten sonra Kemal etraftaki gaz lambalarını yakıp dosyayı önüne aldı, diğerleri de masanın etrafına toplanmıştı.
"Demek Katedáfisi askerleri bunlar. Kimlermiş, neyin nesilermiş bir öğrenelim."
Kemal bu on kişiden oluşan kişinin dosyasını teker teker inceledi, hepsinin dosyası belirli bir tarihten sonra yazılmıştı. Kimisinin bir geçmişi var dahi denilemezdi. Kemal Yunanca yazılan yazıları kendince çevirdikten sonra dosyanın kapağını kapattı.
"Katedáfisi askerleri, yakın tarihler olmasa da hepsi çocukluktan beri eğitime başlatılmış. Aileleri bilinmez, savaş makinesi olarak yetiştirilmiş, sıkı bir eğitim almışlar. Doğduklarından beri kan ve ceset görüyorlar da diyebilirim, bu demek oluyor ki," dedi Kemal parmağındaki yüzüğü dosyaya çift kere tıklatarak. "Adamlarda merhamet ve acıma duygusu yok. Theonun neden bu herifleri özel olarak seçtiği belli oluyor."
Tahir, bir diğer yerde bekletilen üç dosyayı alıp Kemal'e uzatı, bunlar Tahir'in çaldığı dosyalardı. Ardından konuştu.
"Bunları çaldım, üç Katedáfisi askerinin ismi yazıyordu."
Kemal Tahirin elinden dosyaları alırken konuştu. "Bizim isimlerimizin yazdığını söylediğin yerden mi?"
"Evet, demir bir kapı vardı lâkin kilidi açıktı. Demek ola ki benden önce girip kapıyı açmıştı. Bunu düşünmemiştim, sıradan bir kapı gibi duruyordu lâkin içeri girdiğimde bilgilerle dolu bir hazine olduğunun kanaatine vardım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anlat ya Kemal. (Boy X Boy)
RomantikAl Sancak nihayetinde ölmüştü. Hayır, Al Sancak halkın arasında neden olduğu ölümü acımasızca izliyordu. Yüzünde hiçbir tepki yoktu, ne acı ne de merhamet. Tetiği Kemal çekmese de Petros'u öldüren oydu. Bu ilk cinayetiydi, belki de son olmayacaktı...