İzmir'in Sana İhtiyacı Var!

227 18 22
                                    

"Şah mat, dedektif."

Kemal gözlerini Tahir'e çevirdiğinde ona bakan şaşkın gözleri gördü. Tahirin soğuktan burnu kızarmış, havanın soğukluğu tenine vurmuştu. Ve de o şaşırmış ifadeyle çok tatlı görünüyordu. Kemal gülümseyip Tahirin saçlarını karıştırdı.

"Ne o, şeytan görmüş gibisin?"

"Şeytan senin yanında melek kalır Kemal!" Dedi Tahir Kemalin saçlarını karıştıran elini tutup indirerek. "Bunu planlamış olduğuna inanamıyorum, ben bile inandım..."

"Gregor ve Richard'ın ne suçu vardı da onlar ölüyken Elizabeth yaşayacaktı?" Kemal elini tekrardan Tahirin saçlarına götürüp karıştırdı, ardından tekrar gözlerini denize çevirdi.

Tahir Kemal'e baktı. Yıllardır arkadaş olmalarına rağmen her geçen gün daha da hayranlık duyuyordu ona. Fikirlerine, düşüncelerine ve de davranışlarına.

"Biliyor musun Tahir? Çok yorgunum. Uzun bir geceydi benim için, buradan gitsek iyi olur."

Tahir başını salladı. "Zaten çok ses çıktı, insanlar toplanır şimdi buraya."

Kemal kafasını salladı. Tahirle beraber limandan ayrılırken arkasından yavaşça gelip, Tahiri kaldırıp omzuna attı ve eve doğru koşmaya başladı. Kendini bir anda Kemalin omzunda bulan Tahir güldü.

"Hani yorgundun sen be!"

Ertesi sabah Tahir hariç tüm Al Sancak ekibi dükkanda kahvaltı yapmak için hazırlanıyordu. Cemil boynuna bağladığı önlükle arkasını dönüp koltukta yatan Selim'e baktı.

"Sen niye yatıyorsun lan?"

Selim Cemilin bu sözlerinden sonra hemen arkasını dönüp uyumuş numarası yapmaya başladı. Tembellikte üstüne tanınmayan Selim, ne yazık ki oyunculukta da bunun tam aksiydi.

Feride Selim'e bakıp gülümserken Cemil'e döndü. Gözlerini Cemilin üzerindeki mutfak önlüğünde gezdirdikten sonra Cemilin elindeki tavayı aldı.

"Biraz küçük gelmiş ama yakışmış."

Cemil birden yumuşayıp ensesini kaşıdı. "Teşekkür ederim, Tahirin önlüğüymüş, anca bunu buldum."

Selim arkasını dönüp doğruldu, kaşlarını çatarak Ali'ye baktı. "Bana kızıyorsun da bu piç niye oturuyor? Tek yatan ben miyim?"

Sandalyede oturmuş Kemalin verdiği kitaplardan okuyan Ali oklar üzerine çevrilince şaşkınlıkla Selim'e baktı.

"Ben ne yaptım şimdi?"

"Kalk iş yap it utanmıyor musun Cemilim çalışırken kitap okumaya?"

Ali önüne dönerek konuştu. "Ya sabır."

Feride Cemilin elinden aldığı yumurtayı tabağa dökerken bir yandan da masayı hazırlamaya başlamıştı. Kemal bodrumun tahta merdivenlerinden elinde gazetelerle yukarı çıkıp etrafa baktı.

"Devrimle görüşmem lazım." Dedi gazeteleri katlayıp kenara koyarken. Ardından Ferideye yardım etmeye başladı. "Bilmediğimiz o kadar çok şey var ki, bu beni sinirlendiriyor."

Cemil boynundaki önlüğü çıkartırken konuştu. "Hayırdır Kemal? Sen anlat hele bi' neler oldu dün?"

"Dedektiflerden kurtuldum da Cemil, Elizabeth duyduğu bazı şeyleri anlattı bana. Lâkin yalan söylemediği ne malum? Bunu öğrenmem lazım. Ne yazık ki..." Dedi kaşlarını istemsiz çatarak. "İçimden bir ses doğru olduğunu söylüyor."

"Ne anlattı Kemal abi?" Dedi Ali kitabı kapatıp oturduğu yerde doğrulurken. Selim ise Alinin yanına sandalye çekip dikkatle Kemali dinlemeye başladı.

Anlat ya Kemal. (Boy X Boy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin