Ahlaksızca Atan Kalp.

519 46 104
                                    

Günün sabahında Tahir kahvaltı için Kemal'e gelmişti. Kemal uzun zamandır tek yaşıyordu bu yüzden ev işlerinde de oldukça iyiydi. Tahir, gülümseyerek çay koyan Kemal'i garip bakışlarla izliyordu.

"Ee Kemal, planın nedir?"

"Ormanda bir yer biliyorum, orada birbirimizi eğiteceğiz." Dedi Kemal. Ardından çayını Tahir'e uzattı. Yerine oturmuş, dilimlediği domatesi ağzına götürürken farkında olmadan sırıtmaya devam ediyordu.

"Hayırdır? Pek neşelisin bugün."

"Nereden çıkardın?"

Tahir parmağını Kemal'in dudaklarına doğrulttu.

"Gülümsüyorsun."

"Güzel bir sabah." Dedi Kemal tekrardan gülümseyip. Kemal'i böyle mutlu gören Tahir de gülümsemeden edemedi. Ancak dün acıyla bakan gözleri şimdi çiçek açmıştı, bunun nedenini merak ediyordu.

"Ne eğitimi bu arada?" Dedi Tahir çayını yudumlarken. "Ne yapacağımızı bilmeden hepimiz seni dinliyoruz."

"Bu da bana güvenliğinizi gösterir."

"Herhalde Kemal efendi. Ben seni küçüklüğünden beri tanıyorum da diğerleri ispatladığın zekan sayesinde sana hayran kaldılar. Elbet de güveniyorlar."

"Kemal efendi ha?" Dedi Kemal alaycı bir şekilde. "Yaşlı hissettim şimdi."

"Ne münasebet?"

"Bu arada Tahir, küçüklüğümüzden beri her zaman bana hayran olduğunu dile getirdin. Lâkin benim de sana hayran olduğumdan bir habersin"

Tahir, Kemal'in dedikleri karşısında duraksadı. Kemal onun için en yakın arkadaştan çok hayran kaldığı bir rol modeldi. Zekasıyla, özgüveniyle, cesaretiyle her zaman hayran bırakmıştı kendine Tahir'i. Hayran olduğu birinin ona hayran kaldığını söylemesi onun için oldukça güzel bir iltifattı. Ardından Kemal sözlerine devam etti.

"Konuşma şeklin, davranışların ayriyeten olaylara bakış açın hayran olunası. Son zamanlarda birbirimizden uzaklaştığımızı düşündüğünü ve bunun canını sıktığını biliyorum." Dedi Kemal gülümseyerek.
"Ama unutma ki sen benim en yakın arkadaşımsın."

Tahir Kemal'in dediklerine karşı başını yana yatırarak gülümsedi.

"En yakın arkadaş, hep öyle kalacağız değil mi?"

"Elbette."

"O Yunan da öyle demişti."

"O Yunan?" Dedi Kemal.

"Yakandan düşmeyen işte."

"Dışarıdan yakamdan düşmüyor gibi mi gözüküyor?" Dedi sırıtarak. Tahir, Kemal'in bunu sorup sırıtacağını beklemiyordu. Neden hoşuna gitmişti? Buna anlam vermezken Kemal konuştu.

"Ayrıca onun ismi Theon, yunan değil."

"Theon Konstantaras değil mi? Ne karışık isim."

"Bence güzel."

"Sen iyi misin?" Dedi Tahir elini Kemal'in başına koyarken. "Ateşin de yok."

"Neyim var?"

"Uyandığından beri saçma sapan sırıtıyorsun ve de beklenmedik şeyler söylüyorsun."

"Sen de sırıt." Diyip Tahir'in yanağından makas aldı.
"Hadi kalk bizimkilerin yanına gidelim."

Tahir gülümseyip başını salladı, ardından masayı toplayan Kemal'in sırtına atladı.

Anlat ya Kemal. (Boy X Boy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin