Bölüm 8: Nedensiz İntikam

211 26 3
                                    

Öncelikle, anlaşalım. Vandoock'un götünden kan alacağım.

Anlayamadığım, anlamlandıramadığım bir hızda gelişiyorum. Durmadan, yavaşlamadan. Sürekli yukarıya tırmanıyorum ve bunun tek nedeni aralıksız her gün saatlerce antrenman yapmam olamaz. Tüm bunlar, gerçekten olağandışı. Sanki görünmez bir kuvvet içime güç pompalayıp duruyor. Tüm bunların gerçek olduğunu sanmıyorum. Bir oyunun içinde, kendimi hileyle aşırı güçlü yapıyormuş gibi hissediyorum. Hele bugün olanlardan sonra, her şeyi bir 'oyun' olarak görmeye başlayabilirim. Hevesim, mantığımdan üstün gelirse, sonu iyi olmayacak bazı 'cahil cesareti' gerektiren işlere gireceğimden adım gibi eminim. Gerçi adımdan pek emin değilim ya, neyse, anladınız siz.

Alfred, bulunabilecek en iyi öğretmen olabilir. En azından kılıç alanında. Evet, odun gibi bir adam ama bunu kötü anlamda dillendirmemeliyim. Sağlam, tam olarak sırtını güvenerek yaslayabileceğin bir öğretmen. Artık, yalnızca öğretmenim de değil. Bir arkadaşım. 'Odunluk' yönünden, benziyoruz da. Bunu reddetmem imkânsız. Ondan alacağım her ders o kadar kıymetli ki bunu parayla ölçmem söz konusu bile olamaz. Evet, kılıç dövüşünden anlamam, hele eğitimden hiç. Ancak bu adamın gözlerinde yaşanmışlık var. Curtis nereden buldu da getirdi bilmiyorum ama ikisine de teşekkür borçluyum. Bu gidişle Bertle ile tartışıp da yenildiğim senaryoyu ezip geçen yeni bir hikâye oluşturabilirim kendime.

Eğlenceli olacak.

***

Çalışmaları, beklediğinden çok daha hızlı şekilde geri dönüş sağlıyordu. Evet, halihazırda hızlı ilerlediğinin herkes farkındaydı ama şu anki durum onun için bir 'mutasyon' ile eş değerdi. Ufak ağırlıkların yerini eline aldığı bodur kütüklerle doldurmuştu. Vücudu şekillenmişti. Boyu hızlıca uzamaya devam ediyordu. Hala her şey çok garip geliyordu. Sanki yıllarca antrenman yapmış birinin vücuduna sahipti Adam. Ne kadar düşünürse düşünsün ne kadar kitap okursa okusun, bunun nedenini anlayamıyordu. Belki de sadece bir ergendi.

Annesi, babası, hatta sarışın küçük velet bile onun bu yeni haline şaşkınlıkla bakıyorlardı. Melodi de en az onlar kadar şaşkındı. Yıllardır hizmet ettiği genç efendi, artık çok değişmiş adeta farklı bir insan olmuştu. Adam'ın kıza karşı olan düşünceleri, artık karşılıklıydı. İki 'model' aynı evdeydi. Daha güzeli nerede görülürdü ki?

Adam, uzun bir süre boyunca ailesiyle yakınlaşmayı reddetse de Curtis'in çalışmalarını görmesiyle bu inadını fazla uzun sürdüremedi. Curtis oğlunun turnuva için bu kadar sıkı çalıştığına inanıyordu. Bu yıl girilecek turnuvada Price ailesinin birinci olacağına dair inancı tamdı ve bu yüzden Adam'dan desteğini hiç kesmiyordu. Bir dediğini iki etmiyor, ne ihtiyacı varsa temin ediyordu.

Tahmin edilebileceği gibi, sarışın veledimiz de bu durumdan hiç hoşnut değildi. Adam, olayı çözmüştü. Price ailesi çocukları olmadığı için onu evlatlık almışlardı. Evlatlık alındığı günden 1233 gün -adam yıl ile hesaplama yapmayı sevmiyordu- sonra ise bir çocukları olmuştu. Ancak Adam'ın yeri onlar için çok farklıydı. Çünkü Adam, çocuğu olmayan soylu bir ailenin sevinci olmuştu. Kız kardeşinin ismini de öğrenmişti. Diğer sarı kafalı veledin ismine göre oldukça nazik, bir o kadar da prenseslere layık bir isimdi.

"Sophia..." Stephanie ile olan benzerliği tesadüf müydü emin değildi, yine de kızın ismini duyduğunda, gülümsemeden duramıyordu. Tam tersi ise erkek kardeşi için geçerliydi. "Dash ha?.." diye geçiriyordu içinden.

"Tam bir şerefsiz ismi." Kardeşine olan sevgisi tartışılmazdı.

Aslında aile için çok kilit bir rol oynuyordu. Küçüklüğünde sadece evlatlık olduğu için bile dışlanmış olsa da çok büyük egolar geliştirdiği belliydi. En azından eski 'Adam' böyle biriydi. Ayrıca Price ailesi de küçümsenebilecek bir aile değildi. Hala ne yaptıklarını anlayamamış olsa da, büyük bir ailelerdi ve paraya para demiyorlardı. Bu nedenle itibar onlar için her şeydi. Curtis, ailenin başına genç yaşta geçmişti. Kendi oğlunun onun durumundan çok daha iyi bir düzeyde olmasını istiyordu ve boş konuşan bir gevezeye de oğlum demekten utanıyordu. Bu nedenle aile içerisinde Dash ve Adam arasında bu kadar büyük bir fark vardı.

Hilebaz - Ejderdişi DiyarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin