Bir gün gelir ansızın hayatınızla ilgili bir kehanet gerçekleşir. Sanki bir gün öncesine kadar her şey yolundayken, siz mutlu mesut hayatınıza devam ederken, bir gün o kehanet gerçekleşmiş ve kıyamet kopmuştur. Oysa sizin böyle bir kehanetten haberiniz dahi yoktur. Her şey bir anda olup bitmiştir. Geriye kalan tek şey yıkım ve yapılabilecek tek şey ise o yıkımın sizi savurmasına izin vermek olmuştur.
İşte aşk benim için kehanet demekti, yıkım demekti, Daemon demekti, Arafta kalmak demekti. O bana çok uzaktı. O Araf'taydı benim için. Benim asla ulaşamayacağım bir yerdeydi. Bedeni buradaydı. Fakat ruhu bambaşka diyarlarda dolanıyordu. Çünkü gözlerinin o kadar soğuk, ıssız ve yalnız olmasının başka bir nedeni yoktu. Bir tek ölüm değildi ruhu bedenden ayıran, bazen yaşarken de ruhu ayrılabildi bir insanın. Ne kadar da saçma geliyor öyle değil mi? Lakin saçma değildi. İşte Daemon böyle biriydi. Normalde saçma olan şeylerde o varsa, o şeyler asla saçma olmuyordu. Olamıyordu.
Araf. Bu kelime sanki onun için yaratılmış gibiydi. Bir kelime nasıl biçilmiş bir kaftan olabilirdi ki? Ama olabiliyordu işte. O kelime öyle bir kelime ki seni benliği altına esir alabilirdi. Esaretinden özgürlüğüme koşmak istesem bile koşamazdım. Çünkü onun gözleri buna izin vermezdi. Sadece bir bakışına bile yenik düşebilir, sadece sesini duyabilmek için bile Araf denilen yere balıklama dalabilirdim. Aşk gerçekten de böyle bir şey miydi? Ne ara bu kadar çok bağlanmıştım ki ona? Ne ara onu bu kadar çok ister olmuştum? Ne ara beni reddetmeyi kendisine adeta meslek edinen, bana zihinsel işkence eden bir adamı bu denli arzular olmuştum?
Onun her şeyi bana yabancıydı. O benim için tamamen imkansızdı. Eğer ben aydınlık'sam o karanlıktı. Ben yok olursam o, o yok olursa ben ortaya çıkacaktım. Aynı anda aynı ortamda bulunabilmemiz imkansızdı. Çünkü yasaktı bu. Işığın olduğu yerde karanlık, karanlığın olduğu yerde ise ışık yaşayamazdı. Madem böyleydi ben neden hala yaşamaya çalışıyordum? Neden nefes almak için bu kadar çok debeleniyordum? Cody amcam bana her zaman bir şeyi çok fazla istememelisin. Akışına bırakmalısın. İstediğin şey her neyse, akıntıda kaybolsa bile yolunu bulup sana gelecektir. Er ya da geç. Derdi.
Akışına bırakmalı mıydım bende? Eğer akışına bırakırsam er ya da geç bana gelecek miydi? Sonunda en çok istediğim kişi benim olacak mıydı? Hem de bütün bu imkansızlıklara rağmen. İmkansız. Bu kelimeyi o kadar çok sık kullanırdım ki. Her ne zaman kullansam Cody amcam enseme bir tane patlatır, beni azarlardı. Ve bana sadece şunları söylerdi.
C: İmkansız diye bir şey yoktur Anthony. Bu elinden geleni yapmayan insanların uydurmuş olduğu bir kelimedir sadece. Eğer imkanız diye bir şey olsaydı, sen olamazdın. Seninle tanışamazdım. Sebastianla birlikte olamaz ve Lufian'a sahip olamazdım. O yüzden de bu kelimeyi sakın kullanma Anthony. Kalbini böylesine kime kaptırdın? Bilmiyorum. Fakat o kişi her kimse emin ol ki imkansız değil. İmkansızı aklına getirdiğinde beni düşün Anthony. Sebastian'a olan aşkımı ve onun için neler yaptığımı düşün. Onu elde edebilmek için ne acılara katlandığımı düşün.
Cody amcamı düşünür düşünmez kendimi biraz daha iyi hissetmeye başlamıştım. Cody FOX'un böyle bir etkisi vardı işte. O benim için sığınılacak bir liman gibiydi adeta. Çünkü ona çok fazla benziyordum. Hatta bazen Cody amcam babam Ted'in omzuna vurur ve ona Anthoy bana çok benziyor bence benim çocuğum olmalıydı derdi. Babam Ted ise dirseğini Cody amcamın karnına geçirir ve kollarıyla bana sıkıca sarılarak oğlumu sana bile vermem derdi. Cody amcam ise bana göz kırpar ve babam Ted'i kızdırmaya devam ederdi. Onların bu hali beni her zaman güldürürdü. Bazen kendi kendime acaba çok mu şey istiyordum? Diye sorardım. Neticede çok iyi bir aileye sahiptim. Maddi ve manevi açıdan da herhangi bir sıkıntım yoktu. Yeterince çok şeye sahip değil miydim? Bunlarla mutlu olmam, yetinmeyi bilmem gerekmez miydi? Yetinmiyordum işte. Her ne kadar maddi ve manevi açıdan her şeyin en iyisine sahip olsamda yine de onu istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ BIRAKMAYACAĞIM 2
RomanceSiz hiç başlı başına ''İmkansız'' olan birisine aşık oldunuz mu? Okyanus misali derin olan mavilerin'de boğulmak istediğiniz? Sigaradan nefret ettiğiniz halde sigarasını her içine çekişinde ''Ne olur nefesini yüzüme üfle'' Diye Tanrı, Buda ya da he...