27.Bölüm

3.8K 145 142
                                    





Multimedyadaki şarkıyla birlikte okuyun lütfen...



Ve tekrar ay dalgalanıyordu hafifçe içime doğru kayarak. Sessizlik kanatlarını açmış, bana doğru savurmakta idi. Siyah sisli duman şaha kalkıp, selam vererek ciğerlerime doluyordu. Beni okşadığını hissedebiliyordum. Belki tuhaf gelecektir size ama sanki yeniden doğmuş gibiydim. Pek çok insanın arayıp ta bulamadığı o yegane hissi içimde hissedebiliyordum. Ayak parmaklarımdan başlayıp, vücudumun her bir zerreciği'ne yayılıyordu bu his. Yavaş ve temkinli bir şekil de.


Turkuaz mavilerini gözlerime sabitleyen Daemon, benden herhangi bir tepki bekliyor gibiydi. Göz bebeklerimi büyültmemi, başımı öne eğmemi, yüzümün kızarmasını ya da alt dudağımı dişlememi. Fakat kendimi bu hisse o kadar çok kaptırmıştım ki, o an Daemon'u bile görememişti gözlerim. Düşünebildiğim tek şey ''Nihayet, nihayet bitti'' idi. Tebessüm etmekle yetinebiliyordum sadece.


Daemon ise boşta kalan ellerimi elleri arasına aldı. O tuhaf his şimdi de ellerimin her bir zerresine nüfuz ediyordu. Heyecanlanmıştım. Göz bebeklerim büyümeye başlamıştı. Yüzüm kızarmış ve alt dudağımı dişlemeye başlamıştım. Gözlerini gözlerime sabitleyen Daemon dudaklarını araladı ve


D: Daha iyi.


Der demez istediği ifadeyi almış olmanın getirdiği zafer ile ellerimi dudaklarına doğru yaklaştırıp, küçük küçük öpücükler kondurmaya başladı. Öpücük kondurduğu her yer çoktan uyuşmaya başlamıştı. Sesli bir şekilde yutkunmak istediğimde ise yanlışlıkla hıçkırmıştım. Daemon ise çoktan gülmeye başlamış, kahkaları arasından dudaklarını ayırmaya başararak bana


D: Çok daha iyi


Dedi. Dudakları dudaklarıma yavaşça yaklaşmaktaydı ve hıçkırmamak için nefesimi tutmuştum. Dudaklarıyla dudaklarımı okşamaya başlayan Daemon Addis, anlaşılan o ki benim felç geçirmemi falan istiyordu sanırım. Normalde seri hareketlerle çoktan üzerimi çıkarmış, şeytani bir şekilde gülümsüyor olması gerekirdi. Fakat şu anda oldukça sakindi. Yavaş ve temkinli bir şekilde hareket ediyordu. Dudaklarım uyuşmaya başlıyordu. Çıldırmak üzereydim. Hemen öpmesini istiyordum.


Onu öpebilmek için hamlemi yapıp, tam öne doğru eğilmiştim ki, Daemon ne yapmak istediğimi anlayıp, eliyle ağzımı kapattı ve dudaklarını aralayarak konuşmaya başladı.


D: Daha değil.


Der demez, dudaklarımın üzerindeki eline küçük bir öpücük kondurdu. Elini dudaklarımdan çekti ve şeytani bir şekilde gülümsemeyi de ihmal etmedi. Ne olduğunu anlayamadığım his ise vücudumda oradan oraya gezinmekteydi fakat şu an onu düşünebilecek durumda değildim. Tek istediğim şey onun bir an önce bana dokunması idi. Hemen, şu an da.


Gözlerini tekrar gözlerime sabitleyen Daemon Addis yavaşça bana doğru yaklaştı. Sesli bir şekilde yutkundum ve gözlerimi kapattım. Yavaş hareketlerle önce tişörtümü daha sonrada pantolonumu boxser ile birlikte çıkardı. Çırılçıplak bir şekilde karşısında dikildim. İyice bana yaklaşmaya devam etti. Dudakları ile dudaklarım arasında bir minimetre vardı sadece. Tam beni öpecek derken, bileklerim acımaya başladı. Siyah deri bir kelepçe ile karşılaştığımda ise ''Lanet Olsun'' Diye tıslamakla yetinebilmiştim sadece.

SENİ BIRAKMAYACAĞIM 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin