Multimedyadaki şarkı ile birlikte okuyun lütfen...Pencerenin pervazına dayanmış, seyre dalıyordum alacakaranlığın her bir zerresini.
Gecenin sessiz senfonisi sinerken sokakların her bir köşesine,
Zihnim yine Lufian'a sürükleniyordu istemsizce.
Onun büyüsüne kapılmaktan kendimi alıkoyamıyor, günümün her bir saatini, dakikasını, saniyesini hatta salisesini onu düşünmeye harcayıp, konsantre olamıyordum.
Lufian'la çıkmaya başlayalı neredeyse bir hafta olmuştu. Belli etmemeye çalışsam da bu konuda çeşitli endişelerim vardı. Lufian da bende daha önce hiç aşık olmadık. Bir insana karşı bir şeyler hissetmedik ve bu konuda da oldukça tecrübesizdik. Birbirimize karşı bir şeyler hissetsek de kendimize karşı dürüst olmayı başaramadık. Fakat birbirimizi tanıdıkça birbirimiz olmadan asla yapamayacağımızı anladık.
Şu ana kadar her şey yolundaydı. Evet. Fakat ne zamana kadar süreceğini bilememek, beni oldukça endişelendiriyordu.
Derin bir nefes alıp, zihnimdeki gri bulutları savuşturup, nefesimi cama üfledim. Cam buğu yapınca da üzerine Lufian'ın adını yazmadan edemedim. Neydim ben? Bakire bir Lolita mı? Hemen Lufian'ın adını silip, silkendim ve kendime gelmeye çalıştım. Aldığım derin nefesler yavaşça etkisini gösterip, sakinleşirken, birden kapımın çalmaya başlamasıyla yavaşça duruşumu düzeltip genzimi temizledim ve ''Girin'' diyerek, sıradaki hastamla tanışmak için kolları sıvadım.
Açık kumral saçları, mavinin en açık tonu olan gözleriyle yavaş ve kendinden oldukça emin bir şekilde içeri giren elli'li yaşlarında ki bu adam, itiraf etmeliyim ki oldukça karizmatik görünüyordu. Koltuğa oturup bacak bacak üzerine attığında ise içimden ''Vay be'' Demeden edemedim. Derin bir nefes alıp, düşüncelerimi savuşturdum ve dudaklarımı aralayarak
A: Hoş geldiniz. Benim adım Aftiel Grass, sizi tanıyabilir miyim?
Dediğimde ise şeytani bir şekilde gülümseyip, dudaklarını araladı ve
S: Elbette. Fakat şimdi değil. Neden bana şimdilik ''Efendim'' Demiyorsun?
Der demez bu sefer dişlerini göstererek gülümsedi. Olanlara her ne kadar anlam veremesem de, bu tarz hastalar her zaman ilgimi çekmiştir. ''Sorununun ne olduğunu anlamak için şimdilik suyundan gitmek en iyisi'' Diye düşünüp, tekrar dudaklarımı araladım ve
A: Nasıl arzu ederseniz. ''Efendim''
Dediğimde ise şeytani bir şekilde gülümseyip,
S: Daha iyi.
Diyerek cebinden sigara paketi çıkarıp, içinden bir tane alıp, dudaklarına götürüp, çakmakla yaktı ve içmeye başladı. Normalde ofisimde sigara içilmesine asla müsaade etmezdim fakat ne yalan söyleyeyim, bu adamda tuhaf bir şeyler vardı.
İlgimi çeken bir şeyler.
Derin bir nefes alıp, dudaklarımı araladım ve isimsiz hastama
A: O halde burada bulunma sebebinizi öğrenebilir miyim?
Dediğimde ise ifadesini ciddileştirdi ve tekrar dudaklarını aralayarak
S: Öğrenebilir miyim? ...
Der demez ''Seni lanet'' Diye içimden söylenerek dudaklarımı araladım ve
A: Efendim.
Dedim. Tekrar şeytani bir şekilde gülümsediğinde ise, ifadesini tekrar ciddileştirip, dudaklarını araladı ve
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ BIRAKMAYACAĞIM 2
RomanceSiz hiç başlı başına ''İmkansız'' olan birisine aşık oldunuz mu? Okyanus misali derin olan mavilerin'de boğulmak istediğiniz? Sigaradan nefret ettiğiniz halde sigarasını her içine çekişinde ''Ne olur nefesini yüzüme üfle'' Diye Tanrı, Buda ya da he...