28.Bölüm

3.5K 128 112
                                    



Bu bölüm yeni bir karakter gelecek ve hikaye onun ağzından anlatılacak. İyi okumalar


Gecenin öfkesi ile birlikte şehvetle dans ediyordu bedenlerimiz. Karşımdaki beden ise içtiği içkilerden dolayı çoktan çakırkeyif olmuş, salına salına arka fonda çalan müziğe eşlik ediyordu. Çakırkeyif olmasına rağmen şehvetle vücudunu bana yaklaştırmayı ihmal etmeyen bu güzellik itiraf etmem gerekirse işini oldukça iyi biliyordu. Nefesini dudaklarımda hissedebiliyordum. Gözleri ise kapanmak ile kapanmamak arasındaki o ince çizginin üzerinde dolaşıyordu. Oldukça tahrik edici görünüyordu. Daha önce onu hiç buralarda görmemiştim. Sanırım buralarda yeni olmalıydı. Gerçi bunu pekte umursamıyordum. Tek istediğim şey biran önce onu altımda saatlerce inletmek ve sonrada onu sepetlemekti. Karşımdaki bedenin gözlerine bakmaya başladım. Seslice yutkunmaya başladığında ise şeytani bir şekilde gülümsedim. İstediğim kıvama gelmişti çoktan. Hazırdı.

Kolundan tuttuğum gibi diğer dans eden leş kokulu çakırkeyiflerin arasından çarparak geçmeye başladım. Boş bir tuvalet bulduğumda ise karşımdaki bedeni klozete oturttum ve bir süre onu izlemeye başladım. Sarhoş olmanın ilk aşaması olan çakırkeyif'i çoktan geçmişti. İkinci aşama yani kendi bedenine hükmedememe, işte en sevdiğim kısım buydu. Yavaşça dudaklarımı yaladım ve pantolonumun fermuarını aşağı indirerek erkekliğimi karşımdaki bedene sundum. Karşımdaki beden ise çoktan sesli bir şekilde yutkunmuş, ne yapması gerektiğinden bihabermiş gibi duruyordu. Fakat ben bu saf erkek numaralarını yemezdim. Purgatory de olan hiçkimse saf değildi. Hemde hiç kimse. O yüzden de bir elimle tuttuğum başını hemen erkekliğime yaklaştırdım ve ağzına almasını sağladım. Karşımdaki bedenin erkekliğimin hepsini ağzına alabilmesine imkan yoktu. Eh benim de aceleci olduğum söylenemezdi o yüzden de yavaş yavaş oynamasına izin verdim ve kendi başımı da geriye yaslayarak rahatlamaya başladım. Karşımdaki beden saf ayağına yatma işine gerçekten iyiydi. Biran için onu gerçekten de tecrübesiz sanacaktım ama dediğim gibi bu ayaklar bana sökmezdi.

Tek elimle tuttuğum başına öteki elimi daha ekledim ve hızlı bir şekilde başını ileri geri sallamaya başladım. Erkekliğim çoktan kasılmaya başlamıştı. Vücudumdaki tüm kanın erkekliğime doğru akışını bütün damarlarımda hissedebiliyordum. Ah, bu his inanılmazdı. Birkaç kere daha başını hareket ettirdim ve ağzının içine boşaldım. Karşımdaki çocuk ise çoktan istifra etmeye başlamış olsa da bu benim zerre umurumda değildi. Çünkü buda roldü. Biliyordum.

Bir hışımla pantolonunu indirdiğim beden şaşkınlıklar içerisindeydi. Şaşkınlığına anlam verememiştim. Ne bekliyordu ki? Seni seviyorum, Ben daha çok, Hayır en çok ben.. diye ''tatlı'' bir şekilde tartışıp, öpüşeceğimizi falan mı? Neyin kafasını yaşıyordu bu çocuk? Anlaşıldı. Bu çocuğun gerçek dünya ile tanışması gerekiyordu ve onu gerçek dünya ile tanıştıran ben olacaktım.

Deliğini hazırlamadan bir hışımla içine girdiğim beden sesli bir şekilde inledi. Gözlerinden bir damla yaş yerdeki siyah beyaz damalı olan zemine düşmüştü. Demek ağlayadabiliyordu. Gerçek bir profesyoneldi anlaşılan. Gözyaşlarını zerre umursamadan işime devam ettim. Karşımdaki beden zangır zangır titriyordu. Onun o şekilde titremesi erkekliğimi daha da çok sertleştiriyordu. İçinde büyümeye başlayan erkekliğimi sıkıca saran deliğine son bir kez daha gidip gelip sesli bir şekilde boşaldım. Karşımdaki bedenin yüzüne bile bakmadan pantolonumu tekrar giyindim. Tuvaletin kapısını açıp tam çıkacağım sırada karşımdaki beden bana seslendi.

-: Lufian? Seni seviyorum.

Sözlerini duyar duymaz sesli bir şekilde kahkaha atmaya başladım. Sevmek mi? Neden bahsediyordu bu velet? Ne içmişti de böyle konuşabiliyordu? Kahkalarımı zor da olsa kestim ve ilk defa gerçek anlamda karşımdaki bedenin ela gözlerine gözlerimi sabitledim ve şeytani bir şekilde gülümseyerek.

SENİ BIRAKMAYACAĞIM 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin