Multimedyadaki şarkı ile birlikte okuyun lütfen..
Ah Ölüm, Yanıma Gel.
Bul beni. Nereye kaçarsam kaçayım, nereye saklanırsam saklanayım bul ve sarmaşık gibi insanın içini gıcıklayan bedeninle sarmala beni. Beni asla bırakma. İzin ver senin olayım. İzin ver bir olalım.
Ruhumun en derinlerine sakladığım sen! Ruhumun sahibi ol gel. Kim olursan ol, ne olursan ol gel.
Ah Ölüm.. Sadece bana gel.
Hissediyordum seni. Ulaşamadığım derinlerimde bile varlığını hissedebiliyordum. Ne kadar çok istiyormuşum meğer seni. Ne kadar çok arayıp ta bulamamıştım seni. Fakat bir parçam da istemiyordu seni. O parçam hep engel oluyordu bize. Uzaklaştırıyordu seni benden her ne kadar yanımda kalmanı istesem de. Aslında bir süredir aklıma gelmiyordun, unutmaya başlamıştım seni. Hayatıma devam ediyordum. Gayet de başarılıydım aslında. Derek'i de görmezden geliyordum artık. O da beni eskisi kadar çok ziyaret etmiyordu zaten.
Ta ki Aftiel ile karşılaşana kadar.
Neydi bu içimde dolup taşan duygular? Neden nefret etmeme rağmen delicesine arzuluyordum onu? Ah Ölüm, sadece sana ait olduğumu düşünen, sadece seni hissetmek isteyen ben, nasıl olur da onu düşünür, onu hissetmek isteyen biri olmuştum? Hem de bu kadar kısa süre içerisinde. Vücudumun her bir zerresi seni anarken, nasıl olur da onun ismini anar olmuştu? Ah ölüm soruyorum sana
Neydi bu içimde dolup taşan duygular?
Ah Ölüm, daha çok, daha fazla sarmala beni. Ta ki nefessiz kalana kadar, ta ki onu unutana kadar. Hissediyordum seni göz kapaklarım kapanmaya başlıyor, nefret etmeme rağmen hala görmeye çalıştığım Aftiel gözden kayboluyordu.
Yararı yok. İşte yine karşımdaydı Aftiel. Elini uzatmıştı bana. Gelmemi istiyordu. Uzaklaşmaya çalıştıkça, daha çok içine çekiliyordum ona. Ah Ölüm, beni affedebilecek misin? Sana ihanet etsem bile, düşündüğüm tek kişinin sen değil de o olduğunu bildiğin halde beni sevmeye, beni sarmaya devam edebilecek misin?
İşte yine karşımdaydı Aftiel. Ah Ölüm, seni benden ayırıyorlardı yine. Hayır. Yararı yok. Kaçamıyordum ondan. Kollarıyla sarmalıyordu beni. İçine çekiliyordum istemsizce. Zihnim bulanıklaşıyordu ve kararıyordu gözlerim. Bu sefer karanlık sarıyordu her bir yanımı. Reddedemiyordum onu. Sarılıyordum ona. Tıpkı babama sarıldığım gibi. Tıpkı sana sarıldığım gibi.
............................................................................................................
Gecenin öfkesi yine tüm ihtişamı ile salına salına dans ediyordu pencerenin kenarında. Siyahın her bir tonu pencereden bulunduğum odaya doğru yansıyordu. ''Sahi ben neredeyim'' Diye düşünmekten alıkoyamadım kendimi. Kendimi birden esas kızın yolda düşüp bayıldığı ve esas oğlanın da tanımadığı kıza yardım ettiği o klasik filmlerden birkaç sahne geldi. Üstelik üzerimdeki kıyafetler de değiştirilmişti. İster istemez gülmeye başladım çünkü şu an bulunduğum durumun o filmlerden hiçbir farkı yoktu. Kendi kendime gülümsemeyi sürdürürken içeri Aftiel girdi. İfademi sabitledim ve yavaş adımlarla bana doğru gelen Aftiel'i incelemeye başladım. Üzerinde siyah renkli ropdöşambırıyla oldukça çekici görünen Aftiel Grass bir elinde sıcak çay öteki elinde de soğuk sandiviç ile birlikte yavaş adımla bana doğru geliyordu. Yatay pozisyonda durduğum için konumumu değiştirip, sırtımı dikleştirdim. Aftiel ise yavaş adımlarla elindekileri bana doğru uzattı ve yatağın ucuna oturup beni incelemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ BIRAKMAYACAĞIM 2
RomanceSiz hiç başlı başına ''İmkansız'' olan birisine aşık oldunuz mu? Okyanus misali derin olan mavilerin'de boğulmak istediğiniz? Sigaradan nefret ettiğiniz halde sigarasını her içine çekişinde ''Ne olur nefesini yüzüme üfle'' Diye Tanrı, Buda ya da he...