30.Bölüm

2.7K 112 119
                                    


Multimedyadaki şarkı ile birlikte okuyun lütfen..





Olduğun yer de donakalmak. Hem hareket etme kabiliyetini, hem de konuşabilme kabiliyetini yitirebilmek. Nefes almaya çalıştıkça, nefes alabildiğinizi bildiğiniz halde nefes alamadığınızı hissetmek. Göğüs kafesinizin içinizde sıkışarak şişmesi. Unutmaz istediğiniz, derinlere gömdüğünüz her bir anının tekrar yeryüzüne çıkması. Hatırladıkça kendinizi öldürme istediğinizin artması ama bunu bir türlü başaramamanız. Ölümü yanınıza çağırdığınız halde ölümün size uğramaması. Görmek istemediğiniz şeyleri tekrar görmeniz. Duymak istemediğiniz şeyleri tekrar duymanız ve en kötüsü de bunların hepsini aynı anda hissettiğiniz halde hiçbir şey yapamamanız.


Gecenin tüm öfkesi yayılıyordu Purgatory'in her bir yanına. Şehvetle öpücükler konduran rüzgarın öpücükleri sertleşmişti. Vücudumun her bir yanını saran rüzgar benimle sevişiyordu adeta. Şiddetliydi. Ayak parmaklarımdan başlayan bu ürperti tüm vücuduma yayılıyordu. Kaçmak istedikçe daha çok içine çekiliyordum rüzgarın. İşin ilginç tarafı beni böylesine içine sarmalayan rüzgar Aftiel'in yanına hiç uğramıyor gibiydi. Ciddi duruşu, donuk gözleri ve rüzgarın şehvetiyle dalgalanan siyah pardesüsü ile birlikte gizemli olan havasına daha da bir gizem katıyordu. O kadar çok etkileyici görünüyordu ki. Onu izlememek mümkün değildi. Fakat içinde yaşadığım şu durumu da hesaba katarsam ona bakmanın bana faydasından ziyade zararı dokunuyordu.


İstemsizce olsa da kaçırdım bakışlarımı. Derin derin nefesler alıp sakinleşmeye çalıştım. Karşımda bana gülümseye devam eden Derek'i uzaklaştırmaya çalıştım. Fakat o hala oradaydı. Yavaş adımlarla bana yaklaşmaya devam ediyordu. Gözyaşlarının rengi çoktan kırmızıya dönüşmüş fakat hala şeytani bir şekilde gülümseyerek yavaş adımlarla yürümeye devam ediyordu. Yere çöktüm. Aftiel ise hala olduğu yerde duruyor ve gözlerini bir an olsun benden ayırmıyordu. Sanki? Sanki o da onu görebiliyor gibiydi. Benim baktığım yöne çevirdi bakışlarını. Benim hareketlerimi ölçüyordu. Ne yapacağımı ya da nasıl bir tepki vereceğimi düşünüyor gibiydi. Bir süre o tarafa baktıktan sonra tekrar bakışlarını bana çevirdi. Benden oldukça uzakta olmasına rağmen cam mavisi gözlerinde kendi yansımamı görebilecek kadar yakınımda hissediyordum Aftiel'i.


Cam mavisi gözlerine her baktıkça boğulmaya başlıyordum gözlerinde. Gökyüzüne doğru uzatıyordum ellerimi. Fakat daha da çok batıyordum sonsuzluğa. Silikleşiyordu her şey. Evet diyordum. İstediğim şey bu. Denizin derinlere kadar gitmek ve sonra da gözden kaybolmak.


Ne istediğimi bulmuştum sonunda.


Yavaş adımlarla bana doğru gelmeye devam ediyordu Derek. Derin bir nefes aldım ve bir hışımla ayağa kalktım. Gözlerine bakmaya başladım Derek'in. Şaşkın gibiydi o benim içimdeydi çünkü. Neyi düşündüğümü ve ne yapmak istediğimi biliyordu. Her zamanda bilecekti. Ondan hiçbir şey saklayamazdım. Derin bir nefes aldım ve düşüncelerimi gören Derek' karşılık şeytani bir şekilde gülümsedim. Derek ise başını önce sağa sonra sola hızlı bir şekilde salladı. Onaylamıyordu beni. Fakat bu benim zerre umurumda değildi. Başımı sola doğru çevirdiğimde Aftiel'in de bana doğru yürümeye başladığını gördüm. Tam önüme geldiğinde ise durdu. Gözleri ile gözlerime bakıyordu. Oldukça sakin görünen bu herife karşılık bende sakin görünmeye çalışıyordum. Fakat içimde ne fırtınalar koptuğunu tahmin dahi edemezdi. Edemezdiniz.

SENİ BIRAKMAYACAĞIM 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin