İstediğiniz herhangi bir şarkıyla birlikte okuyun lütfen..
L: Ah hadi ama Anthony, Japonya'dan yeni döndüm ve görmek istediğim yüz senin o kahrolası depresif yüzün değil.
A: Özür dilerim Lufian.
L: Özür dileme. Lanet olası depresifliğinden kurtul ve sarıl bana.
Kendimi her ne kadar depresif hissedersem hissedeyim, eğer söz konusu Lufiansa depresif halimden eser kalmıyordu. Onun varlığı bile benim depresifliğimden kurtulmama yeterdi. Yerimden bir hışımla kalktım ve ona var gücümle sarılmaya başladım. Lufian ise beni çoktan etrafında döndürmeye başlamış ve etrafta bize tuhaf tuhaf bakan insanları umursamadan beni döndürmeye devam ediyordu. Birkaç kere sırtına vurup onu uyarmaya çalıştığımda ise beni döndürmeye ve hala bana sımsıkı sarılmaya devam ediyordu. Ne zaman nefessiz kalmaya başlamış ve nefes alamıyorsam o zaman beni bırakırdı. Söylediğine göre can çekişmiş halim onun hoşuna gidiyormuş.
Lufian, Sebastian ve Cody amcamın evlatlık çocuğu idi. Tıpkı benim gibi. Fakat benden oldukça farklıydı. O tam anlamıyla psikopat biriydi ve eğer bir kişiye kafayı takmışsa o kişinin ciddi anlamda çekeceği vardı. Önceden kızlarla birlikte oluyordu. Fakat şu aralar erkeklerle de birlikte olmaya başladı. Söylediğine göre erkekler daha dardı ve bu onun hoşuna gidiyordu. Değişik bir insandı Lufian Vettel. Cody Amcamın söylediğine göre o tam anlamıyla babası Sebastian'ın kopyasıydı. O yüzden de Sebastian amcam ile Lufian çok iyi anlaşırdı. Hatta bazen Lufian Sebastian amcamın kulağına değişik seks pozisyonlarını anlatır ve bir diğer babası olan Cody'in üzerinde denemesini, denedikten sonra da en ince ayrıntısına kadar da kendisine anlatmasını isterdi.
Simsiyah saçlara ve farklı bir tarza sahipti Lufian Vettel. Saçlarını havaya diker ve dövmelerini ortaya çıkaran kıyafetler giyinirdi. Serseri ve kötü çocuk tarzıyla etrafında olan bütün kızları kendisine hayran eder, erkeklerin de bir numaralı düşmanı olurdu. Hatta erkekler onun bu tarzı bilerek yaptığını, aslında böyle biri olmadığını düşünürlerdi. Fakat bu bariz bir yalandı. Lufian öyle biriydi ki aynı anda iki kızı birden becerip öteki gün onların yüzüne dahi bakmayabilirdi. Hatta kendi kendine ne halt ettim de böylesine çirkin kızları becerdim? Sanırım korneama baktırsam iyi olacak. Derdi ve onun bu halleri beni çileden çıkartırdı. Her defasında ona böyle davranmamasını söylesem de beni dinlemez ve yine bildiğini okurdu.
Bazen sorardım kendi kendime neden bu çocuk benim en iyi arkadaşım? Diye. O kadar çok zıttık ki ortak olan hiçbir şeyimiz yoktu. Ben klasik müzik dinlerken o metal müzik dinlerdi. Ben dövmeye karşıyken o her yerine dövme yaptırırdı. İçki bana dokunurken o saatlerce içki içebilir ve sanki hiçbir şey içmemiş gibi yoluna devam edebilirdi. Ayrıca sigara da içerdi ki ne yapıp ettiysem ona sigarayı bir türlü bıraktıramamıştım. Ve nihayet o an cevabı bulmuştum. Cevap ise yoktu. Yani onunla arkadaş olmak için, ya da neden arkadaş olduğumu bulmak için herhangi bir sebebe ihtiyaç yoktu. O sadece oydu. Bense sadece ben. Buyduk biz. Neden onun değişmesini istemiştim ki? O böylede çok iyi biriydi ve hatta inanılmaz zekiydi. Teknoloji ile arası aşırı iyiydi. Boş zamanlarında da DeepWeb'e girip hackerlık yapar ve bunu yaparken de çok eğlenirdi. İşte en iyi arkadaşım böyle biriydi. Her ne yaparsa yapsın ona kızamaz, onu sevmeye devam ederdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ BIRAKMAYACAĞIM 2
RomanceSiz hiç başlı başına ''İmkansız'' olan birisine aşık oldunuz mu? Okyanus misali derin olan mavilerin'de boğulmak istediğiniz? Sigaradan nefret ettiğiniz halde sigarasını her içine çekişinde ''Ne olur nefesini yüzüme üfle'' Diye Tanrı, Buda ya da he...