Bugün bilmem kaç bininci kez surların dışına çıkıyorduk. Keşif birliğine katılalı çok oluyordu.. Evet çok. Şu 25 yaşımda çektiğim çileye bakın hele.
Kaptan Ryuichi bizi gruplara ayırdıktan sonra kendi bölgemize gitmeye başladık. Benim olduğum takımda Levi,Erwin,Sachi ve ben vardık. Bizim gittiğimiz yerde çok dev olmayacağından 4 kişiydik. Tabi bizim takımın kaptanı ise Sachi idi.
"Çocuklar unutmayın! Devin ensesine sert kesikler atacağız! Size güveniyorum!"
Yaklaşık bir saat daha ilerledikten sonra durduk.
"Burada duralım biraz. Atlarda biraz soluklansın."
Atlardan indiğimizde yanımızdaki ağacın dibine çöktüm.
"Hange? Yoruldun mu?"
"Hayır sadece gölgede durmak istedim biraz. Sende otur istersen Levi?"
"Yok sağol."
O sırada Erwin seslendi.
"Sizde bir ses duydunuz mu?"
"Ne sesi?"
"Sanki ayak-"
O sırada tahminen 5 metrelik bir devin bize doğru yaklaştığını gördüm.
"Atlarınıza binin! Erwin Hange! Biz devin dikkatini dağıtacağız. Levi sen ise devin arkasından gidip ensesini keseceksin! Haydi!"
Biz devin dikkatini çekerken Levi çoktan arkasına geçmişti.
"Hadi aptal dev bana doğru gel!"
Yanda Levi'a baktığımda ise bir sıkıntı olduğunu gördüm. Dev manevra teçhizatının ipini eline dolamıştı, Levi ise tam kolunun üstünde duruyordu.
"LEVİ DİKKAT ET!"
Dev Levi'ı diğer eli ile uzanırken Levi devin uzanan elini kesti.
"Şimdi siktim seni!"
Kılıcını devin gözüne tam isabet attı ve hemen devin eline dolan ipi çözdü. Daha sonra ise ipi ensesine doğru saplayarak ensesine yaklaştı ve ensesini kesti.
Levi yere iner inmez yanına gittim.
"Levi iyi misin?"
Ellerimi kollarına koymuştum farkında olmadan.
"Sorun yok."
"İyi iş çıkardın Levi!"