Hange ve Levi askeri üsse geri dönerken bir yandan Levi elindeki bez ile üstüne bulaşan kanları siliyordu.
"Nasıl tanıdın onu? Üstünden yıllar geçmiş."
"Daha önceden birkaç daha görmüştüm o iti. Ama elimden bir şekilde kaçtı."
"Adama acıdım. Bir ara ölmek için dua ediyordu sanırım?"
"Kardeşlerim aklıma gelince... çok sinirlendim. Onları benden aldı."
"Onu biri bulursa ve konuşursa?"
"Konuşsun ne olacak? Bana mı inanacaklar yoksa elin dilencisine mi?"
Hange Levi'ın koluna girdi ve yürümeye devam ettiler.
◇◇◇
Aradan birkaç gün geçerken herşey daha iyiye gitmeye başlamıştı.
Erwin'in ölümü herkesi sarssada alışmaya başlamışlardı.
Ya da alışmak zorundalardı.
Herşey iyiye giderken Eldia halkının yararına olacak şeyler de oluyordu elbette. Paradis adasında devler yok denecek kadar azalmıştı. Bunun sebebi devlerin denizin diğer tarafına gitmiş olmasıydı.
Bu yüzden Keşif birliğinin yapması gereken işler baya azalmıştı.
Levi terasta otururken Hange'nin gelmesi ile başını ona doğru çevirdi.
"Levi!"
Hange yanına geldiğinde oturmaya yeltenmediği için Levi da ayağa kalkmıştı.
"Zeke'i hücresinden çıkarma talebinde bulunmuşsun?"
"Evet. Yarım saatliğine hava alması için dışarı-"
"Neden!? Bu ne kadar tehlikeli haberin var değil mi?"
"Zeke benim kontrolüm altında. İstediğimi yaparım."
"Sende benim kontrolüm altındasın Levi."
Levi gidecekken Hange kolunu tutmuştu.
"Nedenini söyleyecek misin?"
"Eren veledi rica etti. Tüm gün başımda konuşmasını istemediğim için yaptım. Ayrıca kaç aydır kendi bokundan başka birşey görmüyor."
