Levi'ın silah çekmesi ile Bay Ackerman, sandalyesini geriye doğru sürüyordu.
"O-o silahı indir hemen lütfen... biz böyle anlaşmamıştık! Bana hakettiğimi alacağımı söylemiştin!"
"Hakettiğin bu zaten! Beni kullanmadan önce düşünecektin! O herif senin yüzünden boşu boşuna öldü!"
"Onu sen öldürdün!"
"Senin yüzünden öldürdüm!"
İçeri iki tane askerin girmesi ile sustular.
İki askerde ellerindeki silahları Levi ve Mikasa'ya doğrultmuştu.
Kralın konuşması ile ona döndüler."Silahlarınızı indirin!"
"A-ama.."
"Bu ikisi ne diyorsa onu yapacaksınız!"
"E-emredersiniz."
İki asker silahını indirip Levi ve Mikasa'ya döndü.
"İstediğiniz nedir?"
"Krala ait hazinenin %90'ını halka eşit bir şekilde dağıtacaksınız! Ayriyeten Krala ait depodaki yiyeceklerin de %90'ını halka dağıtacaksınız eşit bir şekilde!"
İki asker Levi'ın dedikleri üzerine Krala döndü. Kral kabul etmek zorundaydı yoksa hemen kafasına sıkılırdı.
"Beni götünüzle mi anlıyorsunuz! Ne dediyse yapın hadi!"
"Emredersiniz!"
"Bu dağıtma işi bitince gelip haber verin! Bitene kadar da içeri kimse girmeyecek!"
"Anlaşıldı!"
İki asker odadan çıktıktan sonra yaşlı adam sinirle Levi'ın koluna yapışmıştı.
"O hazine benimdi! Benim!"
Levi bu anlaşmayı kabul etmişti ama kendi kurduğu plan için kabul etmişti.
Bay Ackerman ve Kenny Krala ait ne kadar hazine varsa kendi üstlerine alacaktı ve halk her zamanki gibi açlıktan ve fakirlikten sürünecekti.
Ama Levi'ın planı başkaydı. Bay Ackerman ve Kenny'e sadık olduğunu gösterip kendi planını uygulanmıştı. Levi halkı bu sefaletten kurtarmak istiyordu.
Halk ne kadar Ackermanlardan nefret etsede Mikasa ve Levi halkı kurtarmak için kendi hayatlarını ortaya koymuşlardı.
Levi planı kendi kafasında oturttuğunda ilk Mikasa'ya söylemişti. Mikasa da kabul etmişti.
Aslında ilk Hange'ye söyleyecekti ama kabul etmeyeceğini biliyordu. Aynı şekilde Erwin'in de. Bu konu için Mikasa'ya güvenebilirdi.