"Ne yapıyorsun burada?"
Levi çimlerde yatan Hange'nin yanına oturdu.
"Yıldızları izliyorum."
"Boş işler yani?"
"Eğer böyle konuşacaksan git yanımdan Levi."
"Gidemem ki."
Hange doğruldu ve Levi gibi oturdu.
"Neden?"
Levi bakışlarını Hange'nin saçlarına götürdü.
"Ben olmazsam böyle pasaklı gezeceksinde ondan! Temizle şu saçını!"
Hange'nin başı çimene uzandığı için kirlenmişti. Ama umursamayıp bacaklarını kendine çekti ve yıldızları izlemeye devam etti.
"Abim insanların gözlerinin içinde de yıldızların olduğunu söylerdi. Biz mutlu olunca parladıklarını."
Levi'a döndü.
"Tabi senin gözündeki yıldızlar sönmüş hiç gülmediğinden dolayı."
Levi göz devirip önüne dönmüştü.
"Belki bir gün görürsün."
"Neyi?"
"Gözümdeki yıldızı Hange. Hadi geç oldu gidelim!"
"Of Levi ya!"
FlashBack Son
"Gözünde yıldızlar var Levi!"
Hange'nin dediği üzerine dolu gözleri ile gülümsemeye devam etti Levi.
Elini Hange'nin eline uzattı. Onlara doğru gelen devler umurlarında değildi.
"Ölmeden önce göreceğim son şey senin yıldızların Hange... Benden mutlusu yok..."
İkiside ağlamayla karışık gülüyorlardı.
"Sana olan duygularımı hiçbir zaman anlayamadım Levi. Böyle birşeyi anlamam mümkün değildi zaten. Duygularım sana karşı o kadar büyüktü ki bana bile fazla geliyordu. Bazen takıntılı bir manyak olduğumu düşünürdüm."
"Takıntılı bir manyak!" Levi tekrar edip gülmüştü.
"Ama seni hep sevdim Levi.. Her düşüncemde, her hayalimde, her anımda seni sevdiğimi belli ettim."
Artık sesli gülmeye başlamışlardı. Kirpikleri ıslakken gülüyorlardı.
Levi ayağını hareket ettirdiğinde farkına varmıştı.