Revir odasının önünde Hange'nin çığlıklarını duyarak bekliyorduk. Ayağındaki kemiği doğru yere getirebilmeleri için ayağını oynatmaları lazım. Bu yüzden de canı acıyordu.
Yanımda Armin ve Eren duruyordu.
"Hange-san için endişeli gibisiniz."
"Tch. Siz değil misiniz?"
"Bizde endişeliyiz ama siz daha çok endişe duyuyorsunuz gibi."
Cevap verecekken tekrardan tekrardan Hange'nin çığlığını duymuştuk. Kapıdan içeri doğru baktığımda doktor da bana yardım ister gözler ile bakıyordu.
"Birisi yardıma gelebilir mi?"
İçeri girdim ve doktor konuşmaya başladı.
"Hange sizin elinizi sıkabilir mi? Canı her acıdığında bana vuruyor da işimi yapamıyorum."
Olumlu anlamda başımı salladım ve Hange elimi tuttu. Doktor hareket etmeden önce Hange'yi uyardım.
"Hange doğum yapmıyorsun o yüzden sakin ol."
Doktor ayağını yana hızlıca kırdı ve "çat" diye bir ses geldi. Hange ise acıdan elimi sıkmıştı.
"İşte bu kadar. Ayağınızı rahat oynayabiliyor musunuz?"
"Evet."
"Tamam o zaman geçmiş olsun."
Doktor odadan çıktığında Hange'ye döndüm.
"Bana bir el borçlusun dört göz."
Hange doğruldu ve oturmaya başladı. Sonra ise boynundaki kumaşı çıkarmaya çalışıyordu.
"Levi bunu nasıl bağladın çözülmüyor!"
"Bırak beceriksiz."
Kumaşı çıkarmak için yanına oturdum ve elimi tam kumaşa götürecekken Hange elimi tuttu.
"Levi... Ben benim için ne yaptığının farkındayım."
Bu sefer elime diğer eli de katılmıştı.
"Belki bilmiyorsundur ama sen benim için çok özel birisin."
Bana daha fazla yaklaşmaya başladı. Ne yapmaya çalışıyordu bu?
"Ve ben senin yanında çok özel biri gibi hissediyorum."
