Odamdan çıktığımda koridorun sonunda Levi ve Erwin'i görmüştüm. Levi'a hala çok sinirliydim o yüzden benden özür dileyene kadar konuşmayacaktım.
"Hange!"
Erwin'in bana seslenmesi ile yanına gittim.
"Plan için konuşmamız lazım. Yarın sefere gideceğiz."
"Tamam konuşalım o halde."
Bir kaç dakika içinde Erwin tüm planı anlatmıştı. Çok değişen birşey yoktu. Sadece aramıza üç kişi katılmıştı. Marley'den gelenler.
"Bu kadar."
"3 grup çok az Erwin. Bir grup daha lazım."
"Bizden başka kim Kaptan olabilir? Böyle biri yok Levi."
Levi düşünmeye başladı. Aklına fikir gelmiş olacak ki tekrardan konuştu.
"Armin? Velette zeka var, plan yapabiliyor neyi eksik?"
O sırada yanımızdan Eren geçiyordu. Erwin'in kendisine seslenmesi ile durdu.
"Eren! Armin'i çağırır mısın?"
"Emredersiniz."
Erwin'in emri üzerine Eren, Armin'i getirdi.
"Buyrun efendim."
"Kaptan olmak ister misin?"
"N-ne?"
"4. Grubun kaptanı olmak ister misin Armin?"
"Ben b-bunu yapabileceğimden emin değilim efendim."
"Ama ben eminim. Yarınki seferde 4. Grubun kaptanı sen olacaksın."
"Yüzbaşı Levi ben..."
"Emrime karşı gelmek istemezsin sarı kafa."
"Hayır tabiki karşı gelmek söz konusu bile değil. Tamam olacağım."
"Biz sana grubundaki kişileri sonra söyleyeceğiz."
"Emredersiniz. Bu göreve beni layık gördüğünüz için çok minnettarım."
Yanımızdan ayrıldığında Levi bana döndü.
"Bugün pek keyfin yerinde değil sanırım."
"Keyfimi bozdu biri. O yüzden."
Yemekhaneye inmiştik. Askerler birbiri ile şakalaşıp gülüyorlardı. Bizim gelmemiz ile biraz ciddileştiler .
Kahvaltıda Erwin kahve içerken Levi ise çay içiyordu. Her sabah bunun yüzünden tartışırlardı ama bu sefer sessizlerdi. Suskun bir şekilde yemek yerken yan masadan bağırış sesleri geliyordu.