Ben Levi'ın odasını temizlerken Levi beni kontrol ediyordu.
"Yeterince silmedin."
"Levi bastığım ayak izi gitti işte sildim."
"Olmadı dedim! Sen fırçayı bile yanlış kullanıyorsun."
Ellerimden tuttu ve fırçayı nasıl kullanmam gerektiğini söylüyordu. Ellerimi firçanın üstüne koyarak ittiriyordu. Tabi ben Levi'a dalmaktan hiç bişey anlamamıştım.
"İşte böyle yapacaksın anladın mı?"
"Huhuu duyuyor musun beni?"
"Ha şey Evet!"
"Birde bana kendine hakim olman lazım diyorsun."
"Ne hakimi be! Neden hakim olacak mışım?"
"Benden etkileniyorsun."
"Bu konu hakkında yalan söylemeyeceğim evet etkileniyorum. Ama duygularımız karşılıklı sende benden etkileniyorsun."
"Çok konuşma dört göz hadi hızlı ol geç kalacağız."
Olumlu anlamda başımı salladım ve işime devam ettim.
◇◇◇
"Son bir isteğin var mı?"
Tüm askerler Zeke'in ölümünü izleyecekti. Reiner aynı dediği gibi onu infaz edecekti.
Boynuna çoktan kılıcı dayamıştı.
"Ben bunu haketmedim Reiner!"
"Ben herşeyi vatanımı kurtarmak için yapıyorum. Bunun uğruna herkesi harcarım."
Reiner tam kafasını kesecekken bir ses duyuldu.
"Hayır durun!"
Bağıran Eren'di.
"Velet senin yüzünden şu keyifli anımı yaşıyamıyorum."
"Öldürmeyin onu!"
"Neden!?"
"Herşeye rağmen o benim abim. Ailemden kalan tek kişi!"
"Napalım? Bu sikik yüzünden kaç askerin öldüğünden haberiniz var mı senin velet!?"
"Lütfen yapmayın!"
Levi Mikasa'ya döndü.