Tespit odasından çıktıklarında herkes rahatlamıştı. Çünkü o kişi Levi değildi.
"Beni odaya kitlemenin bedelini daha sonra sana ödeteceğim Erwin!"
"Önce Levi'ı bulalım sonra istediğini yaparsın."
"Gidip yine dışarıyı arayacak mıyız!?"
"Hayır. Daha izini bile bulamadık. Dışarıda aramamız birşeyi değiştirmez."
Onlar konuşurken Armin'in aklına birşey gelmesi ile o konuştu.
"Şey.. Aslında geçen gün yemekhaneye gelen adamlarla bir ilgisi olabilir mi?"
"Hangi adamlar?"
"Hani bizimle tanışan adam. Onlarla konuşsak fena olmaz sanırım."
Hange, Armin'in omuzlarından tuttu ve sarsmaya başladı.
"İşte bu! Teşekkürler Armin!"
Hange, Armin'i bıraktığında afallamış bir şekilde konuştu Armin.
"A-a.. r-rica ederim."
"Derhal askeriyeye gidiyoruz!"
◇◇◇
Askeriyeye gittiklerinde o iki adamı kapının önünde görmüşlerdi.
Armin diğerlerine dönüp konuştu.
"Ben onlarla konuşabilirim. Yalnız bıraksanız olur mu?"
"Elbette." Dedi Erwin.
Diğerleri onları duyabilecek bir yerde durdu Armin ise yanlarına gitti.
"Merhabalar!"
"Keşif birliğinden bir kahraman! Merhabalar! Bir sorun mu var!?"
"Aslında sorun gibi olabilir. Sizin bizimle tanışma nedeninizi soracaktım. Burada mı çalışıyorsunuz?"
"Maalesef bunu söyleyemeyeceğiz."
"Neden?"
"Çünkü sizi ilgilendirmiyor!"
İki adam Armin'in yanından ayrılmak için arkalarını döndüler. Ama arkadan Erwin çıkmıştı.
Daha sonra yana döndüler yandan ise Mikasa çıkmıştı. Diğer yana döndüklerinde ise karşılarına Hange çıkmıştı.