Sabah olduğunda Hange uyanmış Levi'ın saçları ile oynuyordu.
"Levi uyan!"
Hange kaç kez seslendiğini bilmiyordu ama Levi da bir türlü uyanmıyordu. Hange karnına dokunduğunda Levi sıçrayarak uyandı.
"Günaydın!"
"Eğer birdaha yaparsan seni odadan atacağım Hange!"
Hange birdaha yapacakken Levi elini tuttu.
"Bu el ile yapacak başka şeyler varken neden karnıma dokunuyorsun?"
"Yapacak şeyler derken?"
"Yüzümü ya da saçımı okşamak gibi."
Hange elini Levi'ın yüzüne koydu.
"Okşadım işte bu kadar yeter."
Daha sonra tekrardan karnına dokundu.
"Yeter Hange!"
Levi, Hange'yi gıdıklamaya başlamıştı.
"Levi dur!"
İkiside gülüyordu. Levi gıdıklamayı bıraktığında Hange'nin üstünde olduğunu farketti.
"Hadi gidelim artık."
Levi kalkacakken Hange kolunu tuttu ve onu kendine çekti.
"Ben gitmek istemiyorum."
Hange dudaklarını Levi'ın dudakları ile buluşturduğunda Levi karşılık vermeye başladı. Sonra Levi kendini geri çekti ve kafasını Hange'nin göğüsüne koydu.
"Hange."
"Efendim?"
"Senin için sorun olur mu bilmiyorum ama... ilişkimizi kimse bilmesin. Olur mu?"
"Sen nasıl istersen."
Levi yataktan kalkıp lavaboya gitmişti. Hange ise tüm yatağa yayıldı. Tüm gün burada pineklemek istiyordu.
◇◇◇
"Aramızda köstebek olduğu söyleniyor."
Erwin'in dediği ile herkes birbirine bakmaya başlamıştı. Daha sonra Yelena konuştu.
"Bunu zaten tahmin ediyorduk. Ama şuan daha da emin olmaya başladık."
"Şüphelendiğiniz kişiler var mı?"
"Hayır. Hiçbir fikrimiz yok."
