6•

706 71 74
                                    

"Sana beni aramaman gerektiğini söyledim."

"Zaten aramadım, evine geldim." Diyerek onu hafifçe ittirip evine girmişti Trish.
Odaları incelerken, sonunda salonu bulup içeri geçti.

Levi, sinirle iç çektikten sonra kapıyı kapatıp içeri geçti.
"Neden geldin?"

"Detayları öğrenmek için elbette. Sonuçta elim kolu bağlı seni beklemek sıkıcı."
Bacağını bacağının üstüne atıp arkasına yaslandı.
"Seni dinliyorum."

Levi, koltuğuna oturup homurdanmıştı.
"Neyi merak ediyorsun?"

"İlişkinizi. Ne durumda?"

"Arkadaşız, şuanlık."

"Sana onunla samimi olman gerektiğini ve hatta sevgili olman gerektiğini söyledim! Arkadaşız da ne demek?"

"Sen İnsanların bir ânda birbirine aşık olduğunu falan mı düşünüyorsun?" Diye sordu Levi, gözlerini devirerek.
"Samimiyiz, buna şükret."

"Bana bak, Rivaille Ackerman..." ayağa kalkıp ona doğru ilerledi.
"Aşık olup bana ihanet edeyim deme, sana bunu çok fena ödetirim."

"Aşık falan olmayacağım, kes şunu." Dedi Levi, gözlerini devirerek." Ayrıca kimi tehdit ettiğini zannediyorsun sen? Buraya yalnız geldin ve bir katille baş başa olduğunu unutuyorsun sanırım."

"Bana hiçbir şey yapamazsın."

"İnan bana, yapacaklarımı hayal dâhi edemezsin ama canım uğraşmak istemiyor. Yani geldiğin gibi git şimdi." Dedi salonun kapısında durarak.

"Ben uyarımı yaptım." Dedi Trish, gözlerini kısarak.

"Ve ben de öyle."

*  *  *

"Çok yorgunum..."
Başını masasına gömüp, uyuklamaya başladı Rachelle.
"Dean hiçbir şeyi beğenmiyor..."

"Onu öldürmek istemediğimden emin misin?" Diye sordu Levi, Rachelle'i izleyerek.

"Böyle şakalar yapma..." diye mırıldandı uykulu sesiyle Rachelle, daha sonra derin bir nefes vermişti.
"Sadece biraz uyumak istiyorum..."

"Uyu o zaman."

"Makaleyi bitirmedim."

"Devamını ben hallederim, yeterince çalıştın."

"Olmaz..."

"Uyu hadi, yarın canavar gibi olacaksın yoksa."

Derin bir nefes alıp vermişti Rachelle.
"Sadece 5 dakika tamam mı? Sonra beni uyandıracaksın."

"Uyandıracağım, uyu sen."

Rachelle, gözlerini gönül rahatlığı ile kapattı ve kısa süre sonra uykuya daldı.

Levi, o sırada laptobu kendisine çevirerek Rachelle'in yazdıklarını okumaya başladı.
"Bazen hayat bitti dediğimiz yerden tekrar başlar. Bunu kışın yapraklarını döken bir ağacın, yazın tekrar yapraklarını giymesiyle özdeştirebiliriz. Zor neden zordur? Zoru zor kılan bizler değil miyiz? İmkansız sahiden o kadar imkansız mıdır? Kendi etrafımıza çizdiğimiz çizgilerin içinde yaşıyoruz ve aslında her şeyi mümkün kılabileceğimizi unutuyoruz. Çizgilerin dışına çıkın ve hayatınızı yaşayın. Sadece bir kere bu dünyaya geliyoruz ve neden korkarak yaşayalım? Okumak istediğin kitabı oku, atmak istediğin mesajı at, söylemek istediğin şeyi söyle ve yapmak istediğin şeyi yap çünkü bir daha bu ânı yaşamayacaksın." Çenesini eline dayayıp Rachelle'e baktı.

Mutlu olmak için binlerce sebep var aslında, mutluluğu insanlara bağlamayın. Mutluluk sizin içinizde, mutluluk sizsiniz. Kendi değerinizi bilin önce, siz sizin değerinizi bilmezseniz kimse sizin değerinizi bilmeyecektir. Kendini sevmeyen bir insanı başkası neden sevsin?

Bir arkadaşım şöyle demişti ; insanlara güvenmeyi öğrenmek rus ruleti gibidir yanlış kişiye güvenirseniz hayatınız kayabilir ancak her zaman mermi size denk gelecek değil. O hâlde neden denemiyoruz? Düşersek de kalkarız, kalkamazsak da uzanırız. Yaşamayı sadece nefes almak olarak görmeyin, yaşam bu değil.
Gerçekten yaşayın.
Henüz çok geç değilken, henüz her şeyi başarabilecekken hayattan bu kadar çabuk vazgeçmeyin.

Üzerindeki ceketini çıkarıp, Rachelle'in omzuna koydu ve yüzünü kapatan saçlarını kulağının arkasına ittirdi.
"Aferin..."

İç çekerek, sandalyeye geri yaslandı.
"Değiştirmem ya da eklemem gereken herhangi bir şey yok. Her şey güzel gözüküyor."

Rachelle'in telefonu çalmaya başladığında, başını masanın öteki tarafına çevirdi. Ayağa kalkıp, masanın diğer tarafına uzandı ve telefonu eline alıp yerine geri oturdu.

Dean cevapsız çağrı.

1 Yeni Mesaj
Dean : Kendini çok zorlama, eve git.

2 Yeni Mesaj.

Dean : Mesai saati dışındayız Rach, teklifimi düşündün mü?

Hafifçe kaşlarını çatarak, mesaja baktı.
Tuş kilidini tekrar kilitleyip, telefonu Rachelle'in çekmecesine koydu.
"Sana ne teklif etti?" Diye mırıldandı kendi kendisine.
Rachelle'e baktıktan sonra başını eğdi.
"Tanrım...beni ilgilendirmiyor."

Dirseğini masaya koyup, yanağını eline yaslayarak uyuyan Rachelle'i izledi.
"Uyurken çocuk gibi gözüküyor, 23'den daha küçük olmadığına emin miyiz?

Bu...biraz tuhaf hissettiriyor. Uyuyan bir kadının yüzünü izleyerek ne hâlt yediğimi zannediyorum böyle?

Oh, gözlerini kırpıştırıyor uyanacak mı?

Hayır...sanırım kabus görüyor..."
uzanarak elini tuttu.
"Hey..ben buradayım, korkma."
"Korkma mı? Korkması gereken kişi sensin zaten, aptal."

Rachelle, elini tutan eli hafifçe sıktığında ister istemez tebessüm ederken buldu kendini.
Başını aniden kaldırdığında, çalısma masasının rafındaki aynada kendisiyle göz göze geldi.
Kaşlarını bir ânda çatıp, elini hızlıca çekti.
"Saçma sapan iş yapma, ne halt yediğini zannediyorsun!?"

Rachelle, uykusunda mırıldandıktan sonra başını çevirip, kolları arasına iyice yerleşerek tamamen Levi'a dönmüş bulundu.
"Gerçekten yanlış kişiye güveniyorsun. Ruleti kazanamadın, Rach."

Try Again.||Ackerman.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin