18•

654 61 137
                                    

"Seçenek değilmişmiş..."
Sinirle güldü.
"Üzülmeymişmiş... inanabiliyor musun? Bir çırpıda söyleyiverdi!" Yanağını eline koyup, somurttu." Ne diye yattın o zaman benimle?"

"Sabahtan beri kendi kendine ne konuşuyorsun?" Diye sordu Erwin, bar taburesinde oturan Levi'ya viski bardağını uzatıp.
"Yine ne oldu?"

"4 sene matematik okudum, böyle zor bir problemle karşılaşmadım."

"Neden bahsediyorsun?" Diye sordu Erwin, elini içki tezgahına koyarak.
"Başladın yine saçmalamaya."

"Kadınlardan bahsediyorum, karışık varlıklar."

Erwin, iç çekerek ıslak kadehlerden birini temiz bezle kurulamaya başladı.
"Kadınlar karışık değil, sen çözemiyorsun."

Levi, gözlerini devirmekle yetindi.

"Kadınlara bir matematik problemi gibi yaklaşmazsan, eminim anlayabilirsin."

"Öyle yanaşsam da anlamıyor." Diye homurdandı Levi.

"Yoksa bu karışık kız Rachelle mi?"
Kadehleri yukarıdaki bardaklığa ters şekilde koydu.
Dirseklerini tezgaha koyup sırıttı.
"Seni reddedebilen bir kız varmış ha?"

"Sinirimi bozuyorsun Erwin." Dedi Levi, kaşlarını çatarak.
"Sevmediğin bir insanla yatar mısın?"

"Eh, her şey sevgi değil sonuçta zevk için de yapılabilir."

"İlkin olsaydı?"

"Zevk zevktir."
Fazlasıyla eğleniyordu şuanda.
"Bence sekse anlam yükleyen kişi sensin."

"Elbette anlam yükledim, kullanılmış hissediyorum!"
Viski bardağından içip tekrar tezgaha koydu.
"Tamam ben de az itlik yapmadım sonuçta ama bu şekilde kullanmamıştım onu."

Erwin, bıkkınca ona baktı.
"Kızın öldürecektin."

"Ama yapmadım." Diye mırıldandı Levi.

"Ama yapacaktın."
Tezgahdaki havlusunu alıp omzuna attı, arkasındaki içki şişelerine döndü ve bir şişe çıkarıp tekrar Levi'ın yanına geldi.
"Viski kesmez, sana biraz daha ağır bir şey lazım."

"Benimle dalga geçiyorsun!" Dedi sinirle Levi.
Bardağını uzattı.
"Biraz koysana..."

Erwin, gülmemek için dudağını ısırarak yeni getirdiği şişenin kapağını açtı ve bardağa doldurdu.
"Bir kadın için içmeyeli uzun zaman olmuştu ha?"

"En son içkiyi bir kadın yüzünden içtiğimde söz konusu olan şahıs annemdi." Dedi Levi, içkisinden bir yudum daha alarak.
"Bir de işte üniversite de ki şu kız..."

"Ah, neydi adı?" Diye sordu Erwin, kaşlarını hafifçe çatarak.

"Petra?"

"O da evlenip çoluk çocuğa karıştı değil mi?"

"Evet." Dedi Levi, umursamazca." Herkes bir aile kurdu. Ben elimdekini de kaybettim, o da yetmedi-"

"O da yetmedi...ne?" Diye sordu Erwin hınzırca." Ee?"

"Öyle işte..." diye homurdandı Levi." Of...nefret ediyorum karışık şeylerden."
Başını tezgaha dayamıştı.

"Vay be, hangi ara bu kadar aşık oldun?"

"Aşık falan olmadım!" Dedi Levi, başını hızlıca kaldırarak." Sadece şaşırdım ve biraz kızgınım, o kadar."

"Evet, bunlar aşkın semptomlarından zaten. Sonuçta sevmediğin birine kızmazsın çünkü umurunda olmadığı için ne yaptığıyla da pek ilgilenmezsin."

"Burada harcanıyorsun." Dedi Levi, etkilenmiş gibi." Artık mesleğini yapmalısın."

"Sana vakit ayırmaktan, hastalarıma sıra gelmeyecektir." Dedi Erwin gülerek." Bu yüzden psikiyatri kliniğim açılmadan battı bile hemen."

"Ben basit bir insanım bir kere." Dedi Levi, içkisini yudumlayıp yutarken.
Boğazından geçen ve midesini yakan acı tadı seviyordu.
"Ne zorluğumu gördün?"

"Ben senin kaç senelik arkadaşınım, Rivaille." Dedi Erwin, öne doğru hafifçe eğilerek.
"Sen bir şeyler söylemesen de seni çözebilirim, ancak seni henüz 1 aydır tanıyan bir kızın seni çözmesi için ona izin vermen gerekiyor."

"Açık davrandığımı düşünüyordum."

"Hislerin konusunda da açık olmalısın."

"Aşık olmadığımı söyledim!"

"Ancak hoşlandığını inkâr edebilir misin ki?"

"Hn..." gözlerini devirdi." Biraz, sanırım..."

"Pekâla," dedi Erwin, eliyle tezgahın tozunu silerek.
"O hâlde biraz hoşlandığın bir kız için endişelenmenin mantığı yok. Bırak evlensin, hoşlantı dediğin gelir geçer."

"Neden evleniyormuş?" Diye sordu Levi, kaşlarını çatarak." Pamuk Prenses masalının klasikliğinden hep nefret etmişimdir. Cefayı çeken avcı ve prenses, sefayı süren Prens."

"Sence kızıl çocuk prens mi?"

"Onu görmedin değil mi?" Diye sordu Levi, ifadesiz bir yüzle.
"Kızıl saçlarının yanı sıra gözleri de mavi."

"Sanki seninki siyah." Dedi Erwin, bıkkınca.

"Evet ama gözleri turkuaza benziyor."

"Seninkiler daha güzeller."

"Değil mi? Bir kere benim göz şeklim bile-" kaşlarını çatmıştı.
"Neden şimdi beni onunla kıyaslıyorsun?"

"Şey, onu kıskanıyor gibi duruyordun."

"Kıskandığım falan yok! Of ya, buraya kafa dağıtmaya gelmiştim."
Bardağını dikerek, hepsini içti ve tezgaha geri koydu.
"Ama daha da çok şiştim! Ben gidiyorum."

"Oi, Levi!"

Levi, omzunun üstünden arkasına baktığında bakışları birden ciddileşmişti.
"Senin ne işin var burada?"

"Telefonlarımı açmayınca gelmek zorunda kaldım. Genelde arkadaşının yanına takılırsın."
Başını kaldırıp Erwin'e elini salladı.
"Merhaba!"

"Merhaba..."
Erwin, Levi'ya bakıp sıkıntıyla başını iki yana salladı ve tekrar şişelerin olduğu yere ilerledi.
"Aldın başına belayı.."

Levi, ona doğru dönüp bar tezgahına yaslandı.
"Telefonlarını açmıyorsam bu seninle görüşmek istemediğim anlamına geliyor. Üstelik o gün otelde sana net bir şekilde beni beklememen gerektiğini söyledim."

"Yine de seni özledim ve senin dediğine de bak!" Dedi kadın, gözlerini devirerek." Üstelik seninle konuşmam gereken şeyler de var, bir gecelik beni misafir edebilir misin?"

"Hayır, edemem."

Kadın, elini uzatıp Levi'ın elini tuttu.
"Gerçekten önemli."

xdddddddddd
Bitch kadın isim önerileri alayım kafama yatanı bu gaciya koyarız

Try Again.||Ackerman.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin