"Hangi ara geldin?" Diye sordu Rachelle, Levi'ya bakarak.
"Kapı sesini duymadım bile.""Uyumuşsundur diye sessizce gireyim dedim, uyumadın mı?"
"Hayır, henüz değil." Dedi Rachelle, başındaki havluyu çıkarıp başını yan yatırarak ıslak saçlarının havluyla nemini almaya başlamıştı.
"Ama sen.." başını kaldırıp duvar saatine baktıktan sonra Levi'ya baktı." Baya geç geldin bugün.""Okuldan sonra öğretmenlerle içki içmeye gideceğimi söylersem öldür beni..." dedi Levi, kendisini koltuğa atarak.
"Bir ân asla eve gelemeyeceğimi sandım cidden...""Çok mu içtiniz?" Diye sordu Rachelle, Levi'ın yanına gelip eğilmişti.
"Gerçi baya da kokuyorsun.""Hange, Gunther ve Eld, Mike ve bana karşı bir takım olunca mecbur içmek zorunda kaldık. Sadece bu da değil, Müdür Pixis'da yaş yetmiş olsa da iş bitmemiş. Adamın midesi teneke gibi iç iç iç, tık yok."
"Bir duşa gir, sonra yatağa gel. Kendine gelirsin."
Levi, doğrulup ona baktı.
"Bugün bir şeyler yaparız diye düşünüyordum.""Ne gibi şeyler?"
Levi, ona imayla baktı.
"Haa..." Rachelle, gülmüştü." Bugün olmaz, çok yorgun gözüküyorsun."
"Ben iyiyim."
"Ama ben değilim, karnım ağrıyor ve çoktan duşa girdim."
"Karnın mı ağrıyor? İlaç aldın mı?" Diye sordu Levi, merakla." Ne zamandır ağrıyor?"
"Canım henüz bir saat oldu, sen de niye hemen tedirginleşiyorsun. Sıcak bir duştan sonra hiç bir şeyim kalmaz. Sen de bir duşa gir, gel. Sonra da uyursun."
"Uyumak istemiyorum..." diye isyan etti Levi.
"İyi uzanırsın o zaman, benim uykum var."
"Çok mızmızsın."
"Sen de fazla ısrarcısın. Hadi koca adam, kalk kalk kalk!"
"Tamam ama bir şartla." Dedi Levi, hafifçe ona doğru eğilip.
"İlk seçenek benim, değil mi?""Levi, bu konuşmanın üzerinden çoktan 2 hafta geçti. Neden hâla oradasın sen?"
"Sadece merak ediyordum."
"Bunu geri döndüğümde anlayabiliriz."
Levi'dan uzaklaştı.
"İstiyor musun geri dönmeyi?" Diye sordu Levi, merakla." Yani bu şekilde yaşıyoruz ve bu güzel değil mi senin için?"
"Altın kafese kapatılmaktan farkı yok." Dedi Rachelle.
Amerikan tarzı mutfağa ilerleyerek.
"Eğlenceli vakitler geçirmiyorum diyemem, yine de özgür değilim ve özgür kalacağım ânı bekliyorum."
Buzdolabını açarak bir elma çıkardı ve kapağı kapatıp musluğa ilerledi.
Suyu açıp elmasını yıkarken, omzunun üstünden Levi'ya bakmıştı.İç çekerek suyu kapattı ve ona doğru dönüp ilerledi.
"Niye yüzünü asıyorsun şimdi?""Bu şekilde tanışmasaydık her şeyin daha iyi olacağını düşünüyordum." Dedi Levi, başını koltuğa yaslayarak.
"Boşuna çırpınıyormuşuz gibi de hissediyorum."