31•

430 47 109
                                    

Levi, ağrıyan başını tutarak gözlerini zorlukla açtı ve dağınık odasında gözlerini gezdirdi.
"N'oldu burada? Savaş falan mı çıktı?"

Başını yana çevirdiğinde, yanında çıplak bir şekilde yatan Sharmen'ı fark etmişti.
İç çekerek önüne döndü ve ellerini dizlerine koyup güç alarak ayağa kalktı.
"Alkol dostunuz değildir..."

Yerdeki kıyafetlerini alıp banyosuna doğru ilerlemişti.
"Başım çatlıyor resmen, ne diye bu kadar içtim sanki?" Diye söylendi kendi kendisine.

Banyoya girdikten sonra kapıyı kapattı ve suyu açtı. Kıyafetlerini kirli sepetine attı ve duşa girdi. Kendisini suyun ferahlığına bakarken, başını kaldırıp gözlerini kapatmıştı.

Çok yorgun hissediyordu ve bunun sebebi dün yediği hâlt değildi.
Ruhu çok yorulmuştu.
Eksik ve asla tamamlanamayacak gibi hissediyordu.

Başını çevirip köşeye koyduğu mentollü şampuanını açıp eline biraz döktükten sonra saçına boca etmişti.

Ne vardı sanki bu şekilde tanışmamış olsalardı? Ne bir mektup ne de bir mesaj yazmıştı. Hiç değilse hislerini itiraf eden, içini rahatlatacak bir şeyler yazabilirdi. Ancak daha fazla vakit kaybetmek istememişti. Çünkü ne kadar evde kalırsa, o evden gidişinin o kadar da zorlaşacağını biliyordu.

Evden gittikten iki gün kadar sonra tekrar eve döndüğünde, eşyalarının hâla evde olduğunu fark etmişti.
Her şey yerindeydi de, her şeyi yerinde değildi.

Bir daha gelmeyeceğini bildiği için o rahatlıkla eve dönmüştü ancak eve girdiği ân da tüm rahatlığı birden son bulmuştu.

Birkaç gün yatağında yatamadığını, koltukta ise zorlukla uyuduğunu hatırlıyordu. Zaten uyuyamayan bir adam için bu büyük bir sorundu, gözlerinin altı iyice çökmüştü.

Zaman zaman mutfakta yemek yapan Rachelle'i gördüğü ve onunla konuştuğu da olmuştu, ancak gerçek olmadığını biliyordu. Daha fazla kalırsa delireceğini düşünerek o evden çıktı ve bir daha da dönmedi.

Okuluna istifasını vereceği zaman ise eşinden boşandığını düşünen öğretmenler olmuş, bunun gelip geçici bir durum olduğunu söylemişti.

Gelmişti ama geçmemişti işte.

Birileriyle beraber olmuştu, ancak cinsellikten öteye gitmemişti.

Eliyle boynunu tutup, başını kaldırdı ve suyun köpüklü saçlarına saldırısına karşılık gözlerini kapattı.
"Her şey çok berbat, ben çok berbatım."

Duştan çıktıktan sonra, odasına doğru ilerledi. Sharmen, çoktan uyanmış bir sigara yakmıştı.
Dumanını üfledikten sonra vücudunu örtmekte zorlanan yorganı göğsüne doğru hafifçe çekti.
"Günaydın."

"Evine git."
Dolabın önüne geçip, kapağını açtı ve kendisine yeni, temiz kıyafetler çıkardı.

"Çok kırıcısın gerçekten."

"Seni kullanmışım gibi davranma."
Dolabın kapağını kapatıp ona döndü.
"Aramızdaki ilişki hep böyleydi, bu konuda bana katıldığını da hatırlıyorum."

"Probleminin sadece bu olmadığını biliyorum, kimi kandırıyorsun?" Sigarasını komodindeki küllüğe bastırıp söndürdü.
"O küçük kızı uyarmıştım."

"Sana bir şey diyeyim mi küçük kız; bir gün sen burada olmayacaksın ve ben onun yanında olacağım."

"Hıım, hangi film?" Diye sordu Rachelle, merakla." Konusu merak uyandırıyor, böyle ihtimal dışı olan filmleri izlemeyi pek severim."

"Üstelik sen de bana sinirlenmiştin."

"Sharmen, hadi. Sinirlenmeye başlıyorum."

Evet, hatırlıyordu. O zamanlar bu çok ihtimâl dışı geliyordu çünkü her zaman içinde en azından bir seçenek olabileceğini düşünmüştü.
Sharmen'ın haklı çıkmasını istemediği gibi beklemiyordu da.

"Sigaranı camda iç, eve dumanın yayılmasını sevmiyorum." Diyerek konuyu değiştirdi.

Sharmen, ayağa kalkarak vücudunu sergilemekten çekinmedi. Ona doğru yaklaşıp elini yanağına koydu.
"Bir çocuğu olmuş ha?"

Levi, dişlerini sıkarak sakin kalmaya çalıştı.
Sonuçta kimse sevdiği kadının bir başkasıyla beraber olup bir başkasının çocuğuna hamile kalmasını istemezdi.

Sharmen, gülerek yerdeki çamaşırlarını alıp giyinmeye başladı.
"Biliyor musun? Dün biraz profilini inceledim, genelde kitap, cafe ve iş ile ilgili şeyler paylaşıyor, bu kız nasıl 24?"

Hikayeye 23'le başladık, ancak Levi'ın yanında kalma ve hamilelik suresini de ekleyince Rachimiz 24 olmuş bile :"))

"Çok yakında 25..." diye iç çekti Levi.
"Doğum gününde bile yanında olamayacağım..."

"Sen de 32 oldun, değil mi? Yaşlanıyorsun ha?"

"Boş konuşma da git artık."

Sharmen, elbisesini de üzerine geçirdikten sonra ona dönüp sırıttı.
"Özünde çok zeki bir adamsın, neden bu kadar aptallaştın birden anlamadım."

"Ne imâ ediyorsun?" Diye sordu Levi, sinirlenmeye başlıyordu.

Sharmen, diliyle dudağını ıslatıp aynadan saçına çeki düzen verdi.
"Ailesiyle bir fotoğraf yüklemiş, tatlı güzel bir aileler. Bebek, sahiden şanslı bir ailede büyüyecek gibi gözüküyor. Annesi güzel, zeki bir kadın, babası desen yakışıklı ve oldukça seksi. Üstelik profiline baktığımda yetenekli bir editör olduğunu da öğrendim. Ama bebekte bir sıkıntı var sanki."
Sharmen, ona doğru dönüp elini göğsüne koyup sırıttı.
"Gözlerini babasından almış."

"Dean'in gözleri turkuaza yakın bir mavi, üstelik babası sonuçta elbette benzeyecek?"

"Benim bahsettiğim kişi bebeğin gerçek babasıydı."
Sharmen, yüzünden sırıtmasını silmeden göz kırpıp elini göğsünden çekti.
"Bunu bir düşün istersen."

VOHOHHOOHHOHO
Bacım serefsiz falansin ama işi biliyorsun yani

Try Again.||Ackerman.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin