"Sana beni uyandırmanı söylemiştim ya..."
elini, alnına bastırıp ovuşturdu.
"Of, 2 saat olmuş bile! Neden söylemedin?" Dedi telaşla Rachelle, Levi'ya dönerek."Çok yorgun gözüküyordun, uyandırmak istemedim." Dedi umursamazca Levi, laptop da Rachelle'in makalesine bakarak.
"Zaten çok değiştirecek ya da oynayacak bir şey yok. Olması gerektiği gibi.""Beğendin mi?" Diye sordu Rachelle, gözlerini ovuşturarak.
Sonra da uykulu gözlerini Levi'ya dikti.
"Bunu yazmak benim için çok zordu.""Neden?" Diye sordu Levi, Rachelle'e dönüp bakarak.
"Çünkü aslında gerçek hislerim böyle değil, gerçekten böyle hissetmiyorum."
"Yani hâla kimseye güvenmiyor musun?" Diye sordu Levi, kaşlarını kaldırarak.
"Öyle de denilemez..." dedi gerinerek." Zor güvenir, çabuk silebilirim. Bu özelliğimi seviyorum." Dedi Rachelle gülümseyerek.
"Zor olmalı." Dedi çenesini eline dayayarak." Birilerine güvenmek istersen güvenememek."
"üç dört kişi var, bu bana yetiyor."
"Mesela?
"Mesela...Michelle sanırım, çok komik onu aylar önce gördüm ve 1 aydır yakınız, ancak onu kendime çok yakın hissediyorum. Sonra..Eren! Eren, Michelle'in sevgilisi biliyorsun. Çok samimi bir çocuk ve ona aşık olduğu çok belli. Hıım...Felix ve elbette Dean! Dean'in ne kadar bela olması bir yana, çokta iyidir. Senelere dayanan bir ilişkiye sahibim sonuçta."
"Yine mi Dean?" Diye mırıldandı Levi, kendi kendine.
"Efendim?"
"Peki ya ben?" Diye sordu Levi, gözlerini Rachelle'in gözlerinde gezdirerek.
"Bana güvenmiyor musun?""Sen mi?" Rachelle, gülmüştü." Makalemi bozacak bir şey eklemedin, değil mi?"
"Sanırım bunu yapmadım." Dedi Levi, kolu üzerine abanıp Rachelle'e yaklaşarak.
"Yapmalı mıydım?""Yapmaman beni mutlu eder." Dedi Rachelle, gülerek.
"Yapmadıysan çok ucundan belki.""Neden ucundan?" Diye homurdandı Levi, sandalyesini ona doğru döndürüp yaklaşmıştı.
"Seninle burada sabahlıyorum ve dediğin şeye bak, çok kırıcısın gerçekten.""Öyle miyim?" Diye sordu Rachelle, eğlenircesine kaşlarını kaldırarak.
"Diğerleri bana kendinden oldukça çok bahsediyor, üstelik ikisiyle birlikte de büyüdüm. Ancak sen çok kapalı kutusun, senin hakkında pek bir şey bilmiyorum.""Ne bilmek istiyorsun?" Diye sordu Levi." Sor bana, cevaplayabilirim."
Rachelle, alt dudağını ısırıp Levi'ın arkasına odaklandı.
"Böyle diyince de aklıma pek soru gelmedi aslında." Güldü." Tamam, sanırım şeyi sorabilir miyim... nerede yaşıyorsun?""Nerede mi yaşıyorum?"
"Gerçek adresimi vermek istemiyorum..."
"3246.sokakta."
"Neyse ki bu tip mevzular için uygun evim var.""Hıım, peki nelerden hoşlanırsın?"
"Nelerden hoşlanırım..." arkasına yaslanıp, düşünmüştü.
"Harbiden ben neden hoşlanırım?"
"Şey sanırım bunu pek-""Kahve içmek, kitap okumak, hayvanları beslemek ve temizlik yapmak dışında. Lütfen."
Levi, şaşkınlıkla Rachelle'e bakmıştı.
"Noldu?" Diye sordu tedirgince Rachelle." Kötü bir şey mi dedim?"
"Bunları yaparken eğlendiğimi mi fark ettin?"
"Şey, masamı temizlerken çok ciddi gözüküyordun aslında eğlenir gibi değildin ama işi baya ciddiye alıyor gözüküyordun ki bu arada genelde titizimdir zaten ben." Diyerek gözlerini devirmişti Rachelle." Üstelik dışarı çıktığımızda, çantandaki kedi mamalarını dağıtırken onları yiyen kedileri görünce şurası kıvrılıyor." Diyerek parmağı ile dudaklarının birleştiği yere dokundu." Sanırım kendince gülümsüyorsun. Kahve içerken de ilk yudumunu alınca gözlerini yumuyorsun, kahvenin kokusunu çok seviyor olmalısın? Kitap okurken de çok ciddi gözüküyorsun üstelik! Aklından neler geçtiğini merak ediyorum."
"Etkilenmemek imkansız..." diye iç geçirdi Levi." Çok iyi bir gözlemcisin gerçekten. Bazen kendimi ben bile fark etmiyorum ve sen çoktan anlamışsın."
"Eh, öyleyimdir." Dedi Rachelle, yüzünde gülümsemeyle arkasına yaslanıp camdan dışarı baktı.
"Oh, sabah olmuş bile. Tüm gece burada mıydık?"
Omuzlarındaki ceketi tutup, yavaşça çekti ve dizlerine koydu.
"Bana mı verdin? Sen üşümedin mi?""Bazen paralı asker olduğumu unutuyorsun gibi düşünüyorum."
"Yine de tam anlamıyla üşümedim diyemem.""Teşekkür ederim..." diye mırıldandı Rachelle." Oh, telefonum..."
Başını çevirip telefonunu aldı.
"Dean aramış, neden beni uyandırmadın?" Diye sordu Rachelle, Levi'ya bakarak."Uyandırmak istemedim."
Rachelle, rehbere girerek Dean'in numarasını buldu ve aradı.
Birkaç çalıştan sonra Dean telefonu açmıştı.
"Oi! Günaydın, uyandın mı?""Oh evet." Ensesini kaşıdı." Dün aramışsın, ancak görmedim."
"Evet, kendini yormaman için aramıştım. İstersen makalen konusunda birlikte çalışabiliriz."
"Hayır, bitirdim. Üstelik bu sefer kesin beğeneceksin."
Levi'ya bakıp tebessüm etti.
"Yardım da aldım.""Öyle mi? Neden buluşup makaleni göstermiyorsun?"
"Bugün çalışıyorsun sanıyordum."
"İzin alabilirim."
"Akşam belki bir araya gelebiliriz."
"Tamam o zaman, akşam seni alırım."
"Tamam hoşça-"
"Rachelle!"
"Efendim?"
"Teklifimi düşündün mü?"
Rachelle, tedirgince dudağını büzüp iç çekti.
"Bunu akşam konuşabiliriz.""Peki...öyle yapalım."
Telefonu kapattıktan sonra iç çekip sıkıntıyla etrafına bakınmıştı.
"Teklifi ne?" Diye sordu Levi, ciddiyetle.
"Huh?"
"Telefonun çok sesli...kulak misafiri oldum."
"Bana...evlenme teklifi etmişti."
"Anlad-" şaşkınlıkla Rachelle'e baktı." Evlenme teklifi mi etti?!"